Türkçe - Sad Suresi

Kur'an-ı Kerim » Türkçe » Sad Suresi

Türkçe

Sad Suresi - Ayet sayısı 88
ص ۚ وَالْقُرْآنِ ذِي الذِّكْرِ ( 1 ) Sad Suresi - Ayaa 1
Sâd. Bu zikirle dolu Kur'ân'a bak!
بَلِ الَّذِينَ كَفَرُوا فِي عِزَّةٍ وَشِقَاقٍ ( 2 ) Sad Suresi - Ayaa 2
O inkâr edenler bir gurur ve ayrilik içindedirler.
كَمْ أَهْلَكْنَا مِن قَبْلِهِم مِّن قَرْنٍ فَنَادَوا وَّلَاتَ حِينَ مَنَاصٍ ( 3 ) Sad Suresi - Ayaa 3
Kendilerinden önce nicelerini helak ettik. Onlar çagristilar. Ama artik kurtulus vakti degildi.
وَعَجِبُوا أَن جَاءَهُم مُّنذِرٌ مِّنْهُمْ ۖ وَقَالَ الْكَافِرُونَ هَٰذَا سَاحِرٌ كَذَّابٌ ( 4 ) Sad Suresi - Ayaa 4
Içlerinden kendilerine uyarici bir peygamber geldigine sastilar da kâfirler: "Bu bir sihirbazdir, yalancidir" dediler.
أَجَعَلَ الْآلِهَةَ إِلَٰهًا وَاحِدًا ۖ إِنَّ هَٰذَا لَشَيْءٌ عُجَابٌ ( 5 ) Sad Suresi - Ayaa 5
"Ilâhlari, bir tek ilâh mi kilmis? Bu gerçekten sasilacak bir sey, çok tuhaf!"
وَانطَلَقَ الْمَلَأُ مِنْهُمْ أَنِ امْشُوا وَاصْبِرُوا عَلَىٰ آلِهَتِكُمْ ۖ إِنَّ هَٰذَا لَشَيْءٌ يُرَادُ ( 6 ) Sad Suresi - Ayaa 6
Içlerinden ileri gelenler firladilar ve dediler ki: "Ilâhlariniz üzerinde sabir ve sebat edin. Bu, gerçekten arzu edilen bir murad!"
مَا سَمِعْنَا بِهَٰذَا فِي الْمِلَّةِ الْآخِرَةِ إِنْ هَٰذَا إِلَّا اخْتِلَاقٌ ( 7 ) Sad Suresi - Ayaa 7
"Biz bunu baska bir dinde isitmedik, bu mutlaka bir uydurmadir."
أَأُنزِلَ عَلَيْهِ الذِّكْرُ مِن بَيْنِنَا ۚ بَلْ هُمْ فِي شَكٍّ مِّن ذِكْرِي ۖ بَل لَّمَّا يَذُوقُوا عَذَابِ ( 8 ) Sad Suresi - Ayaa 8
"Kur'ân aramizdan ona mi indirilmis?" dediler. Dogrusu onlar benim Kur'ân'imdan bir kusku içindeler. Ve dogrusu onlar henüz azabimi tatmadilar.
أَمْ عِندَهُمْ خَزَائِنُ رَحْمَةِ رَبِّكَ الْعَزِيزِ الْوَهَّابِ ( 9 ) Sad Suresi - Ayaa 9
Yoksa sana o Kur'ân'i veren çok güçlü ve ihsan sahibi Rabbinin hazineleri onlarin yaninda mi?
أَمْ لَهُم مُّلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا ۖ فَلْيَرْتَقُوا فِي الْأَسْبَابِ ( 10 ) Sad Suresi - Ayaa 10
Yoksa bütün o göklerin, yerin ve aralarindakilerin mülkü onlarin mi? Öyle ise bütün imkanlarini seferber ederek yükselsinler de görelim!
جُندٌ مَّا هُنَالِكَ مَهْزُومٌ مِّنَ الْأَحْزَابِ ( 11 ) Sad Suresi - Ayaa 11
Onlar burada çesitli partilerden (gruplardan) bozguna ugramis bir ordudur.
كَذَّبَتْ قَبْلَهُمْ قَوْمُ نُوحٍ وَعَادٌ وَفِرْعَوْنُ ذُو الْأَوْتَادِ ( 12 ) Sad Suresi - Ayaa 12
Onlardan önce Nuh kavmi, Âd kavmi ve saltanat sahibi Firavun da yalanlamislardi.
وَثَمُودُ وَقَوْمُ لُوطٍ وَأَصْحَابُ الْأَيْكَةِ ۚ أُولَٰئِكَ الْأَحْزَابُ ( 13 ) Sad Suresi - Ayaa 13
Semûd kavmi, Lut kavmi ve Eykeliler (Suayb kavmi) de yalanlamislardi. Iste o çesitli partiler bunlardir.
إِن كُلٌّ إِلَّا كَذَّبَ الرُّسُلَ فَحَقَّ عِقَابِ ( 14 ) Sad Suresi - Ayaa 14
Hepsi de gönderilen peygamberleri yalanladilar da azabim böyle hak oldu.
وَمَا يَنظُرُ هَٰؤُلَاءِ إِلَّا صَيْحَةً وَاحِدَةً مَّا لَهَا مِن فَوَاقٍ ( 15 ) Sad Suresi - Ayaa 15
Onlar da bir tek haykirisa bakiyorlar. Öyle ki onun gecikmesi de yoktur.
وَقَالُوا رَبَّنَا عَجِّل لَّنَا قِطَّنَا قَبْلَ يَوْمِ الْحِسَابِ ( 16 ) Sad Suresi - Ayaa 16
Bir de: "Ey Rabbimiz! Hesap gününden önce bizim azabdan payimizi acele ver" dediler.
اصْبِرْ عَلَىٰ مَا يَقُولُونَ وَاذْكُرْ عَبْدَنَا دَاوُودَ ذَا الْأَيْدِ ۖ إِنَّهُ أَوَّابٌ ( 17 ) Sad Suresi - Ayaa 17
Simdi sen onlarin dediklerine sabret de kuvvetli kulumuz Davud'u hatirla. Çünkü o, zikir ve tesbih ile bize yönelmisti.
إِنَّا سَخَّرْنَا الْجِبَالَ مَعَهُ يُسَبِّحْنَ بِالْعَشِيِّ وَالْإِشْرَاقِ ( 18 ) Sad Suresi - Ayaa 18
Biz, daglari onun emrine vermistik. Aksam-sabah onunla birlikte tesbih ederlerdi.
وَالطَّيْرَ مَحْشُورَةً ۖ كُلٌّ لَّهُ أَوَّابٌ ( 19 ) Sad Suresi - Ayaa 19
Kuslari da toplu olarak onun emrine vermistik. Hepsi de ona uyarak zikir ve tesbih ederlerdi.
وَشَدَدْنَا مُلْكَهُ وَآتَيْنَاهُ الْحِكْمَةَ وَفَصْلَ الْخِطَابِ ( 20 ) Sad Suresi - Ayaa 20
Biz onun mülkünü kuvvetlendirmis ve kendisine hikmet ve hakki batildan ayirt etme kabiliyeti vermistik.
وَهَلْ أَتَاكَ نَبَأُ الْخَصْمِ إِذْ تَسَوَّرُوا الْمِحْرَابَ ( 21 ) Sad Suresi - Ayaa 21
Bir de davacilarin kissasi geldi mi sana? Hani surdan asarak mihraba ulasmislardi.
إِذْ دَخَلُوا عَلَىٰ دَاوُودَ فَفَزِعَ مِنْهُمْ ۖ قَالُوا لَا تَخَفْ ۖ خَصْمَانِ بَغَىٰ بَعْضُنَا عَلَىٰ بَعْضٍ فَاحْكُم بَيْنَنَا بِالْحَقِّ وَلَا تُشْطِطْ وَاهْدِنَا إِلَىٰ سَوَاءِ الصِّرَاطِ ( 22 ) Sad Suresi - Ayaa 22
Davud'un yanina giriverdiler de onlardan telase düstü. Ona "Korkma!" dediler, biz iki davaciyiz. Birimiz, birimize haksizlik etti. Simdi sen aramizda hak ile hüküm ver ve asiri gitme de bizi dogru yolun ortasina çikar.
إِنَّ هَٰذَا أَخِي لَهُ تِسْعٌ وَتِسْعُونَ نَعْجَةً وَلِيَ نَعْجَةٌ وَاحِدَةٌ فَقَالَ أَكْفِلْنِيهَا وَعَزَّنِي فِي الْخِطَابِ ( 23 ) Sad Suresi - Ayaa 23
Biri: "Iste bu benim kardesim. Onun doksan dokuz disi koyunu var, benim ise bir tek disi koyunum var. Böyle iken: Onu da bana ver, dedi ve tartismada beni yendi" diye anlatti.
قَالَ لَقَدْ ظَلَمَكَ بِسُؤَالِ نَعْجَتِكَ إِلَىٰ نِعَاجِهِ ۖ وَإِنَّ كَثِيرًا مِّنَ الْخُلَطَاءِ لَيَبْغِي بَعْضُهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ إِلَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَقَلِيلٌ مَّا هُمْ ۗ وَظَنَّ دَاوُودُ أَنَّمَا فَتَنَّاهُ فَاسْتَغْفَرَ رَبَّهُ وَخَرَّ رَاكِعًا وَأَنَابَ ۩ ( 24 ) Sad Suresi - Ayaa 24
Davud dedi ki: "Dogrusu senin bir koyununu kendi koyunlarina katmak istemesiyle sana zulmetmistir. Gerçekten bir cemiyette yasayanlarin çogu mutlaka birbirlerine haksizlik ediyorlar. Ancak iman edip de salih amel isleyenler baska. Ama onlar da pek az." Davud, bizim kendisini imtihan ettigimizi sanmisti. Hemen Rabbinden magfiret diledi, rüku ederek yere kapandi, tevbe ile Allah'a yöneldi.
فَغَفَرْنَا لَهُ ذَٰلِكَ ۖ وَإِنَّ لَهُ عِندَنَا لَزُلْفَىٰ وَحُسْنَ مَآبٍ ( 25 ) Sad Suresi - Ayaa 25
Biz de o zannettigi seyi kendisine bagisladik. Süphesiz yanimizda onun bir yakinligi ve güzel bir dönüs yeri vardir.
يَا دَاوُودُ إِنَّا جَعَلْنَاكَ خَلِيفَةً فِي الْأَرْضِ فَاحْكُم بَيْنَ النَّاسِ بِالْحَقِّ وَلَا تَتَّبِعِ الْهَوَىٰ فَيُضِلَّكَ عَن سَبِيلِ اللَّهِ ۚ إِنَّ الَّذِينَ يَضِلُّونَ عَن سَبِيلِ اللَّهِ لَهُمْ عَذَابٌ شَدِيدٌ بِمَا نَسُوا يَوْمَ الْحِسَابِ ( 26 ) Sad Suresi - Ayaa 26
Ey Davud! Gerçekten biz seni yeryüzünde bir halife yaptik. Artik insanlar arasinda hak ile hüküm ver. Keyfe, arzuya uyma ki, seni Allah yolundan saptirmasin. Çünkü Allah yolundan sapanlar, hesap gününü unuttuklari için kendilerine çok siddetli bir azab vardir.
وَمَا خَلَقْنَا السَّمَاءَ وَالْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا بَاطِلًا ۚ ذَٰلِكَ ظَنُّ الَّذِينَ كَفَرُوا ۚ فَوَيْلٌ لِّلَّذِينَ كَفَرُوا مِنَ النَّارِ ( 27 ) Sad Suresi - Ayaa 27
Hem o gögü, yeri ve aralarindakileri biz bosuna yaratmadik. O, kâfirlerin zannidir. Onun için vay atese girecek olan kâfirlerin haline!
أَمْ نَجْعَلُ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ كَالْمُفْسِدِينَ فِي الْأَرْضِ أَمْ نَجْعَلُ الْمُتَّقِينَ كَالْفُجَّارِ ( 28 ) Sad Suresi - Ayaa 28
Yoksa, iman edip de salih amel isleyenleri biz, o yeryüzündeki bozguncular gibi yapar miyiz? Yoksa o takva sahiplerini azgin günahkarlar gibi yapar miyiz?
كِتَابٌ أَنزَلْنَاهُ إِلَيْكَ مُبَارَكٌ لِّيَدَّبَّرُوا آيَاتِهِ وَلِيَتَذَكَّرَ أُولُو الْأَلْبَابِ ( 29 ) Sad Suresi - Ayaa 29
Bu, sana indirdigimiz mübarek bir kitaptir ki, insanlar onun âyetlerini düsünsünler ve temiz akil sahipleri ibret alsinlar.
وَوَهَبْنَا لِدَاوُودَ سُلَيْمَانَ ۚ نِعْمَ الْعَبْدُ ۖ إِنَّهُ أَوَّابٌ ( 30 ) Sad Suresi - Ayaa 30
Bir de Davud'a Süleyman'i bahsettik. Süleyman ne güzel kuldu. Çünkü o seslice tesbih edip Allah'a yönelirdi.
إِذْ عُرِضَ عَلَيْهِ بِالْعَشِيِّ الصَّافِنَاتُ الْجِيَادُ ( 31 ) Sad Suresi - Ayaa 31
Hani kendisine bir zaman aksam üstü iyi cins ve rahvan atlar gösterilmisti.
فَقَالَ إِنِّي أَحْبَبْتُ حُبَّ الْخَيْرِ عَن ذِكْرِ رَبِّي حَتَّىٰ تَوَارَتْ بِالْحِجَابِ ( 32 ) Sad Suresi - Ayaa 32
"Ben, dedi, at sevgisini, Rabbimi anmaktan ötürü tercih ettim." Nihayet atlar perdenin arkasina gizlendi.
رُدُّوهَا عَلَيَّ ۖ فَطَفِقَ مَسْحًا بِالسُّوقِ وَالْأَعْنَاقِ ( 33 ) Sad Suresi - Ayaa 33
"Geri getirin onlari bana!" dedi ve artik onlarin bacaklarini, boyunlarini silmeye basladi.
وَلَقَدْ فَتَنَّا سُلَيْمَانَ وَأَلْقَيْنَا عَلَىٰ كُرْسِيِّهِ جَسَدًا ثُمَّ أَنَابَ ( 34 ) Sad Suresi - Ayaa 34
Andolsun ki Süleyman'i imtihan da ettik ve tahtinin üzerine bir ceset biraktik. Sonra tekrar tevbe ile önceki haline döndü.
قَالَ رَبِّ اغْفِرْ لِي وَهَبْ لِي مُلْكًا لَّا يَنبَغِي لِأَحَدٍ مِّن بَعْدِي ۖ إِنَّكَ أَنتَ الْوَهَّابُ ( 35 ) Sad Suresi - Ayaa 35
Süleyman: "Ey Rabbim! Beni bagisla ve bana öyle bir mülk ihsan et ki, ardimdan hiç kimseye yarasmasin. Süphesiz, bütün dilekleri veren sensin." dedi.
فَسَخَّرْنَا لَهُ الرِّيحَ تَجْرِي بِأَمْرِهِ رُخَاءً حَيْثُ أَصَابَ ( 36 ) Sad Suresi - Ayaa 36
Bunun üzerine biz rüzgari onun emrine verdik. Onun emriyle istedigi yere yumusacik akardi.
وَالشَّيَاطِينَ كُلَّ بَنَّاءٍ وَغَوَّاصٍ ( 37 ) Sad Suresi - Ayaa 37
Dalgiç ve yapi ustasi seytanlari da.
وَآخَرِينَ مُقَرَّنِينَ فِي الْأَصْفَادِ ( 38 ) Sad Suresi - Ayaa 38
Ve daha digerlerini de zincirlerde bagli olarak (Onun emrine verdik).
هَٰذَا عَطَاؤُنَا فَامْنُنْ أَوْ أَمْسِكْ بِغَيْرِ حِسَابٍ ( 39 ) Sad Suresi - Ayaa 39
"Iste bu, bizim ihsanimizdir. Artik sen dilersen baskalarina ver veya verme. Bundan hesaba çekilmeyeceksin" dedik.
وَإِنَّ لَهُ عِندَنَا لَزُلْفَىٰ وَحُسْنَ مَآبٍ ( 40 ) Sad Suresi - Ayaa 40
Süphesiz ki ona huzurumuzda bir yakinlik ve güzel bir makam vardir.
وَاذْكُرْ عَبْدَنَا أَيُّوبَ إِذْ نَادَىٰ رَبَّهُ أَنِّي مَسَّنِيَ الشَّيْطَانُ بِنُصْبٍ وَعَذَابٍ ( 41 ) Sad Suresi - Ayaa 41
Kulumuz Eyyub'u da an. Bir zaman o, Rabbine söyle nida etmisti: "Mesakkat ve aci ile bana seytan dokundu."
ارْكُضْ بِرِجْلِكَ ۖ هَٰذَا مُغْتَسَلٌ بَارِدٌ وَشَرَابٌ ( 42 ) Sad Suresi - Ayaa 42
(Biz ona): "Ayagini yere vur! Iste sana yikanilacak ve içilecek soguk bir su" dedik.
وَوَهَبْنَا لَهُ أَهْلَهُ وَمِثْلَهُم مَّعَهُمْ رَحْمَةً مِّنَّا وَذِكْرَىٰ لِأُولِي الْأَلْبَابِ ( 43 ) Sad Suresi - Ayaa 43
Ve ona, bütün ailesini ve beraberlerinde bir mislini daha tarafimizdan bir rahmet olarak bahsettik ki, akil sahipleri için bir ibret olsun.
وَخُذْ بِيَدِكَ ضِغْثًا فَاضْرِب بِّهِ وَلَا تَحْنَثْ ۗ إِنَّا وَجَدْنَاهُ صَابِرًا ۚ نِّعْمَ الْعَبْدُ ۖ إِنَّهُ أَوَّابٌ ( 44 ) Sad Suresi - Ayaa 44
(Bir de dedik ki): "Eline bir demet al da onunla (esine) vur; yemininde durmamazlik etme." Dogrusu biz onu sabirli bulduk. O ne güzel kul! O hakikaten daima Allah'a yönelmektedir.
وَاذْكُرْ عِبَادَنَا إِبْرَاهِيمَ وَإِسْحَاقَ وَيَعْقُوبَ أُولِي الْأَيْدِي وَالْأَبْصَارِ ( 45 ) Sad Suresi - Ayaa 45
Kullarimiz Ibrahim'i, Ishak'i ve Yakub'u da an. Onlar eller ve gözler sahipleri idiler.
إِنَّا أَخْلَصْنَاهُم بِخَالِصَةٍ ذِكْرَى الدَّارِ ( 46 ) Sad Suresi - Ayaa 46
Çünkü biz onlari temiz bir hasletle, hâlis yurt (ahiret) düsüncesine ermis has kullarimizdan kilmisizdir.
وَإِنَّهُمْ عِندَنَا لَمِنَ الْمُصْطَفَيْنَ الْأَخْيَارِ ( 47 ) Sad Suresi - Ayaa 47
Çünkü onlar, nezdimizde seçilmis en hayirli kimselerdendir.
وَاذْكُرْ إِسْمَاعِيلَ وَالْيَسَعَ وَذَا الْكِفْلِ ۖ وَكُلٌّ مِّنَ الْأَخْيَارِ ( 48 ) Sad Suresi - Ayaa 48
Ismail'i, Elyasa'yi, Zü'l-Kifl'i de an. Hepsi de en hayirli kimselerdendir.
هَٰذَا ذِكْرٌ ۚ وَإِنَّ لِلْمُتَّقِينَ لَحُسْنَ مَآبٍ ( 49 ) Sad Suresi - Ayaa 49
Iste bu bir ögüttür. Süphesiz korunan müttakiler için herhalde güzel bir istikbal (güzel bir dönüs yeri) vardir.
جَنَّاتِ عَدْنٍ مُّفَتَّحَةً لَّهُمُ الْأَبْوَابُ ( 50 ) Sad Suresi - Ayaa 50
Bütün kapilari kendilerine açilmis olan Adn cennetleri vardir.
مُتَّكِئِينَ فِيهَا يَدْعُونَ فِيهَا بِفَاكِهَةٍ كَثِيرَةٍ وَشَرَابٍ ( 51 ) Sad Suresi - Ayaa 51
Içlerine kurularak orada birçok yemisle, bambaska bir içki isteyeceklerdir.
وَعِندَهُمْ قَاصِرَاتُ الطَّرْفِ أَتْرَابٌ ( 52 ) Sad Suresi - Ayaa 52
Yanlarinda da bakislari yalniz kocalarina dönük hep ayni yasta dilberler vardir.
هَٰذَا مَا تُوعَدُونَ لِيَوْمِ الْحِسَابِ ( 53 ) Sad Suresi - Ayaa 53
O hesap günü için size vaad edilen iste budur.
إِنَّ هَٰذَا لَرِزْقُنَا مَا لَهُ مِن نَّفَادٍ ( 54 ) Sad Suresi - Ayaa 54
Iste bu, bizim rizkimiz; muhakkak ki ona hiç tükenmek yoktur.
هَٰذَا ۚ وَإِنَّ لِلطَّاغِينَ لَشَرَّ مَآبٍ ( 55 ) Sad Suresi - Ayaa 55
Bu, böyledir. Süphesiz azginlar için de fena bir gelecek vardir.
جَهَنَّمَ يَصْلَوْنَهَا فَبِئْسَ الْمِهَادُ ( 56 ) Sad Suresi - Ayaa 56
Cehennem! Ona yaslanacaklar, fakat o ne çirkin dösektir.
هَٰذَا فَلْيَذُوقُوهُ حَمِيمٌ وَغَسَّاقٌ ( 57 ) Sad Suresi - Ayaa 57
Iste artik tatsinlar onu ki, o kaynar su ve irindir.
وَآخَرُ مِن شَكْلِهِ أَزْوَاجٌ ( 58 ) Sad Suresi - Ayaa 58
Ve o sekilden çifter çifter tadacaklari diger acilar da vardir.
هَٰذَا فَوْجٌ مُّقْتَحِمٌ مَّعَكُمْ ۖ لَا مَرْحَبًا بِهِمْ ۚ إِنَّهُمْ صَالُو النَّارِ ( 59 ) Sad Suresi - Ayaa 59
Iste sunlar da sizin pesinize düsenlerdir. Onlara merhaba yok. Çünkü onlar cehenneme saliniyorlar.
قَالُوا بَلْ أَنتُمْ لَا مَرْحَبًا بِكُمْ ۖ أَنتُمْ قَدَّمْتُمُوهُ لَنَا ۖ فَبِئْسَ الْقَرَارُ ( 60 ) Sad Suresi - Ayaa 60
(Arkadan gelenler öncekilere:) Derler ki: "Hayir, asil size merhaba yok. Çünkü cehennemi bize siz takdim ettiniz. Bakin o ne kötü yatak!"
قَالُوا رَبَّنَا مَن قَدَّمَ لَنَا هَٰذَا فَزِدْهُ عَذَابًا ضِعْفًا فِي النَّارِ ( 61 ) Sad Suresi - Ayaa 61
"Ey Rabbimiz! Bize bunu takdim edenin atesteki azabini kat kat artir" derler.
وَقَالُوا مَا لَنَا لَا نَرَىٰ رِجَالًا كُنَّا نَعُدُّهُم مِّنَ الْأَشْرَارِ ( 62 ) Sad Suresi - Ayaa 62
Bir de derler ki: "Kötülerden saydigimiz birtakim adamlari (fakir müminleri) niye göremiyoruz?"
أَتَّخَذْنَاهُمْ سِخْرِيًّا أَمْ زَاغَتْ عَنْهُمُ الْأَبْصَارُ ( 63 ) Sad Suresi - Ayaa 63
"Onlari eglence yerine tutmustuk ha! Yoksa bu gözler onlardan kaydi mi?"
إِنَّ ذَٰلِكَ لَحَقٌّ تَخَاصُمُ أَهْلِ النَّارِ ( 64 ) Sad Suresi - Ayaa 64
Süphesiz ki bu haktir. Ates ehlinin birbiriyle tartismasi muhakkak olacaktir.
قُلْ إِنَّمَا أَنَا مُنذِرٌ ۖ وَمَا مِنْ إِلَٰهٍ إِلَّا اللَّهُ الْوَاحِدُ الْقَهَّارُ ( 65 ) Sad Suresi - Ayaa 65
De ki: "Ben ancak korkuyu haber veren bir peygamberim. O tek ve kahredici olan Allah'tan baska tanri da yoktur."
رَبُّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا الْعَزِيزُ الْغَفَّارُ ( 66 ) Sad Suresi - Ayaa 66
"O, göklerin, yerin ve ikisi arasindakilerin Rabbidir. O çok güçlüdür, çok bagislayicidir."
قُلْ هُوَ نَبَأٌ عَظِيمٌ ( 67 ) Sad Suresi - Ayaa 67
De ki: "Bu, bir büyük haberdir."
أَنتُمْ عَنْهُ مُعْرِضُونَ ( 68 ) Sad Suresi - Ayaa 68
"Siz ondan yüz çeviriyorsunuz."
مَا كَانَ لِيَ مِنْ عِلْمٍ بِالْمَلَإِ الْأَعْلَىٰ إِذْ يَخْتَصِمُونَ ( 69 ) Sad Suresi - Ayaa 69
"Münakasa ederlerken, benim melekler yüksek topluluguna ait ne bilgim olabilirdi?"
إِن يُوحَىٰ إِلَيَّ إِلَّا أَنَّمَا أَنَا نَذِيرٌ مُّبِينٌ ( 70 ) Sad Suresi - Ayaa 70
"Ancak ben açiktan açiga korkutmakla görevli oldugum için o bilgi bana vahyediliyor."
إِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلَائِكَةِ إِنِّي خَالِقٌ بَشَرًا مِّن طِينٍ ( 71 ) Sad Suresi - Ayaa 71
Hani Rabbin meleklere demisti ki: "Ben çamurdan bir insan yaratmaktayim."
فَإِذَا سَوَّيْتُهُ وَنَفَخْتُ فِيهِ مِن رُّوحِي فَقَعُوا لَهُ سَاجِدِينَ ( 72 ) Sad Suresi - Ayaa 72
"Onu tesviye edip, düzeltip de ruhumdan ona üfledim mi derhal ona secdeye kapanin."
فَسَجَدَ الْمَلَائِكَةُ كُلُّهُمْ أَجْمَعُونَ ( 73 ) Sad Suresi - Ayaa 73
Bunun üzerine meleklerin hepsi toptan secde ettiler.
إِلَّا إِبْلِيسَ اسْتَكْبَرَ وَكَانَ مِنَ الْكَافِرِينَ ( 74 ) Sad Suresi - Ayaa 74
Yalniz Iblis etmedi, büyüklük tasladi ve kâfirlerden oldu.
قَالَ يَا إِبْلِيسُ مَا مَنَعَكَ أَن تَسْجُدَ لِمَا خَلَقْتُ بِيَدَيَّ ۖ أَسْتَكْبَرْتَ أَمْ كُنتَ مِنَ الْعَالِينَ ( 75 ) Sad Suresi - Ayaa 75
Allah: "Ey Iblis! O benim kudretimle yarattigima secde etmene ne engel oldu? Kibirlenmek mi istedin? Yoksa yüksek derecelerde bulunanlardan mi oldun?" dedi.
قَالَ أَنَا خَيْرٌ مِّنْهُ ۖ خَلَقْتَنِي مِن نَّارٍ وَخَلَقْتَهُ مِن طِينٍ ( 76 ) Sad Suresi - Ayaa 76
Iblis dedi ki: "Ben ondan hayirliyim. Beni atesten yarattin, onu ise çamurdan yarattin."
قَالَ فَاخْرُجْ مِنْهَا فَإِنَّكَ رَجِيمٌ ( 77 ) Sad Suresi - Ayaa 77
Allah: "Hemen çik oradan, artik sen kovuldun."
وَإِنَّ عَلَيْكَ لَعْنَتِي إِلَىٰ يَوْمِ الدِّينِ ( 78 ) Sad Suresi - Ayaa 78
"Ve elbette lanetim ceza gününe kadar senin üzerindedir." buyurdu.
قَالَ رَبِّ فَأَنظِرْنِي إِلَىٰ يَوْمِ يُبْعَثُونَ ( 79 ) Sad Suresi - Ayaa 79
Iblis: "Ya Rab! O halde insanlarin diriltilecekleri güne kadar bana mühlet ver." dedi.
قَالَ فَإِنَّكَ مِنَ الْمُنظَرِينَ ( 80 ) Sad Suresi - Ayaa 80
(80-81) Allah: "Haydi belirli bir vakte kadar mühlet verilenlerdensin" buyurdu.
إِلَىٰ يَوْمِ الْوَقْتِ الْمَعْلُومِ ( 81 ) Sad Suresi - Ayaa 81
(80-81) Allah: "Haydi belirli bir vakte kadar mühlet verilenlerdensin" buyurdu.
قَالَ فَبِعِزَّتِكَ لَأُغْوِيَنَّهُمْ أَجْمَعِينَ ( 82 ) Sad Suresi - Ayaa 82
Iblis: "Öyle ise izzet ve serefine yemin ederim ki, ben onlarin hepsini mutlaka aldatir, saptiririm."
إِلَّا عِبَادَكَ مِنْهُمُ الْمُخْلَصِينَ ( 83 ) Sad Suresi - Ayaa 83
"Ancak içlerinden ihlas ile seçilmis has kullarin müstesna" dedi.
قَالَ فَالْحَقُّ وَالْحَقَّ أَقُولُ ( 84 ) Sad Suresi - Ayaa 84
Allah buyurdu ki: "O dogru, ben hep dogruyu söylerim."
لَأَمْلَأَنَّ جَهَنَّمَ مِنكَ وَمِمَّن تَبِعَكَ مِنْهُمْ أَجْمَعِينَ ( 85 ) Sad Suresi - Ayaa 85
"Andolsun ki, cehennemi mutlaka senden ve onlarin sana uyanlarindan, topunuzdan tika basa dolduracagim."
قُلْ مَا أَسْأَلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ أَجْرٍ وَمَا أَنَا مِنَ الْمُتَكَلِّفِينَ ( 86 ) Sad Suresi - Ayaa 86
Ey Muhammed! De ki: "Ben o Kur'ân'a karsi sizden bir ücret istemiyorum. Ve ben kendiligimden bir sey de teklif etmiyorum."
إِنْ هُوَ إِلَّا ذِكْرٌ لِّلْعَالَمِينَ ( 87 ) Sad Suresi - Ayaa 87
"O Kur'ân, bütün âlemler için bir zikir, bir ögüttür. "
وَلَتَعْلَمُنَّ نَبَأَهُ بَعْدَ حِينٍ ( 88 ) Sad Suresi - Ayaa 88
"Herhalde onun haberini bir zaman sonra bileceksiniz."

Rastgele Kitaplar

  • Peygamberimizin Kişisel ve Ahlâkî Özellikleri ve İslâm ÂdâbıPeygamberimiz Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in kişisel ve ahlâkî özelliklerini içeren kısa ve özlü bir kitaptır. Yazar, her müslümanın, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'den öğrenip almaya gayret etmesi gereken O'nun âdâbını,mütevâzilik,yumuşak huyluluk,cesurluk ve cömertlik gibi O'nun birtakım ahlâkını bu kitapta açıklamaktadır.

    Yazan : Muhammed Cemil Zeyno

    Gözden geçiren : Muhammed Şahin

    Çeviren : M.Beşir Eryarsoy

    Yayınlayan : Guraba Yayınevi

    Source : http://www.islamhouse.com/p/244083

    Download :Peygamberimizin Kişisel ve Ahlâkî Özellikleri ve İslâm Âdâbı

  • Hadis Usulüne Giriş-

    Yazan : Muhammed b. Salih el-Useymin

    Çeviren : M.Beşir Eryarsoy

    Source : http://www.islamhouse.com/p/974

    Download :Hadis Usulüne GirişHadis Usulüne Giriş

  • Muhammed b Abdulvahhab'ın Dâvetinin Hakikati ve Bu Dâvetin İslâm Dünyasındaki EtkileriBu kitap, üç bölümden oluşmaktadır: Birinci bölüm:Muhammed b. Abdulvahhab'ın dâvetinin tarihinden, onun yaşadığı dönemde İslâm dünyasının siyâsî ve dînî durumundan, daha sonra Muhammed b. Abdulvahhab'ın dâvetinden önce Necd diyârının siyâsî ve dînî durumundan bahsetmektedir.Ardından Muhammed b. Abdulvahhab'ın, yetişme çağını, ilim öğrenmek için yaptığı yolculuklarını ve onun dâvetinin merhalelerini içeren kısa özgeçmişinden bahsetmektedir. İkinci bölüm: Muhammed b. Abdulvahhab'ın dâvetinin ilkelerinden,bu dâvetin ana kaynaklardan ve dâvetin hedef ve hakikatinden detaylı olarak bahsetmektedir. Üçüncü bölüm:Dâvetin İslâm dünyasındaki etkilerinden ve yayılışının sebeplerinden bahsetmektedir. Ardından İslâm dünyasının her tarafında, özellikle Asya ve Afrika kıtasında görülen İslâmî hareket ve dâvetlere etkisinin olup-olmadığından bahsetmektedir. Daha sonra bu yayılış için genel bir değerlendirmeden bahsetmektedir.

    Yazan : Muhammed b. Abdullah b. Süleyman es-Selman

    Çeviren : Muhammed Şahin

    Yayınlayan : Rabva İslâmî Dâvet Bürosu - Riyad/S. Arabistan

    Source : http://www.islamhouse.com/p/204918

    Download :Muhammed b Abdulvahhab'ın Dâvetinin Hakikati ve Bu Dâvetin İslâm Dünyasındaki EtkileriMuhammed b Abdulvahhab'ın Dâvetinin Hakikati ve Bu Dâvetin İslâm Dünyasındaki Etkileri

  • İlim Tahsilinde Temel KurallarBu kitap, ilim tahsilinde şu önemli kuralları içermektedir: 1. İlim talep etmenin yolları iki türlüdür: -İlmi, âlimlerden öğrenmek ve ilim ehline sormak. - İlim öğrenirken niyeti düzeltmek. 2. Her müslümanın ilim öğrenirken dînden ilk öğrenmesi gereken husus: - Îmân fıkhı. - Ahkâm fıkhıdır. 3. Akîdeyi, selefin metoduna göre öğrenmek. 4. Fıkıh ilmini öğrenmek. 5. Taassub ve donukluktan sakınmak. 6. İlmin en gereklisinden başlamak. 7. İlim basamaklarını sırayla çıkmak. 8. ilim, ilim ehlinden alınmalıdır.

    Gözden geçiren : Muhammed Şahin

    Yayınlayan : Guraba Yayınevi

    Source : http://www.islamhouse.com/p/270639

    Download :İlim Tahsilinde Temel Kurallar

  • Kur’ân ve Sünnet Işığında Sihir, Hakikati, Etkisi, Hükmü, Korunma ve Tedâvi YollarıÖyle bir zamanda yaşıyoruz ki, bir sürü hurafe ve hile baş göstermiş ve bunlar, din ya da akıl engeline takılmadan insanların içine kadar işlemiştir. Öyle ki, insanlardan birçoğu ya sihri meslek edinip onu yaymaya başlamış; ya sihre müptela olup sihir yapanların pençesine düşmüş; ya da sihir vasıtasıyla insanlara zarar verir hale gelmiştir.Hiç şüphesiz Kitap ve Sünnetteki deliller ve ileri gelen âlimlerin icması şu noktada ittifak etmiştir ki: Sihir haramdır ve sihir yapan kişi kınamayı hak etmiş kötü bir kimsedir. Aynı şekilde aklı olan herkes -müslüman olmasa dahi sihrin, akıl ve beden üzerinde yıkıcı etkileri olan tehlikeli bir şey olduğunu bilir.

    Gözden geçiren : Muhammed Şahin

    Yayınlayan : Guraba Yayınevi

    Source : http://www.islamhouse.com/p/260905

    Download :Kur’ân ve Sünnet Işığında Sihir, Hakikati, Etkisi, Hükmü, Korunma ve Tedâvi Yolları

Dili

Choose Suresi

Rastgele Kitaplar

Choose tafseer

Participate

Bookmark and Share