Türkçe - Taha Suresi

Kur'an-ı Kerim » Türkçe » Taha Suresi

Türkçe

Taha Suresi - Ayet sayısı 135
طه ( 1 ) Taha Suresi - Ayaa 1
Tâ, Hâ,
مَا أَنزَلْنَا عَلَيْكَ الْقُرْآنَ لِتَشْقَىٰ ( 2 ) Taha Suresi - Ayaa 2
Ey Muhammed! Kur'ân'i sana sikintiya düsesin diye indirmedik.
إِلَّا تَذْكِرَةً لِّمَن يَخْشَىٰ ( 3 ) Taha Suresi - Ayaa 3
Ancak Allah'tan korkan kimse için bir ögüt olarak (indirdik.)
تَنزِيلًا مِّمَّنْ خَلَقَ الْأَرْضَ وَالسَّمَاوَاتِ الْعُلَى ( 4 ) Taha Suresi - Ayaa 4
Yeri ve yüce gökleri yaratanin katindan yavas yavas bir indirilisle (onu) indirdik.
الرَّحْمَٰنُ عَلَى الْعَرْشِ اسْتَوَىٰ ( 5 ) Taha Suresi - Ayaa 5
O Rahmân (kudret ve hakimiyyetiyle) Ars'a hakim oldu.
لَهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا وَمَا تَحْتَ الثَّرَىٰ ( 6 ) Taha Suresi - Ayaa 6
Bütün göklerde olanlar, bütün yerdekiler, bu ikisinin arasinda ve topragin altida bulunanlar O'nundur.
وَإِن تَجْهَرْ بِالْقَوْلِ فَإِنَّهُ يَعْلَمُ السِّرَّ وَأَخْفَى ( 7 ) Taha Suresi - Ayaa 7
Sen (Allah'a ettigin dua ve zikirle) sesini yükseltirsen (bilki Allah bundan mustagnîdir.). Çünkü O süphesiz gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilir.
اللَّهُ لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ ۖ لَهُ الْأَسْمَاءُ الْحُسْنَىٰ ( 8 ) Taha Suresi - Ayaa 8
Allah O'dur ki, kendisinden baska hiçbir ilâh yoktur. En güzel isimler O'nundur.
وَهَلْ أَتَاكَ حَدِيثُ مُوسَىٰ ( 9 ) Taha Suresi - Ayaa 9
(Habîbim!) Musa'nin (basindan geçen hayat) hikayesi sana geldi mi?
إِذْ رَأَىٰ نَارًا فَقَالَ لِأَهْلِهِ امْكُثُوا إِنِّي آنَسْتُ نَارًا لَّعَلِّي آتِيكُم مِّنْهَا بِقَبَسٍ أَوْ أَجِدُ عَلَى النَّارِ هُدًى ( 10 ) Taha Suresi - Ayaa 10
Hani o bir ates görmüstü de, ailesine: "Yerinizde durun, benim gözüme bir ates ilisti, belki size bir kor getiririm, yahut atesin yaninda bir yol gösterici bulurum" demisti.
فَلَمَّا أَتَاهَا نُودِيَ يَا مُوسَىٰ ( 11 ) Taha Suresi - Ayaa 11
Atese vardigi zaman söyle çagrildi: "Ey Musa!
إِنِّي أَنَا رَبُّكَ فَاخْلَعْ نَعْلَيْكَ ۖ إِنَّكَ بِالْوَادِ الْمُقَدَّسِ طُوًى ( 12 ) Taha Suresi - Ayaa 12
"Ben süphesiz senin Rabbinim. Hemen ayakkabilarini çikar, çünkü sen kutsal bir vadi olan Tuvâ'dasin."
وَأَنَا اخْتَرْتُكَ فَاسْتَمِعْ لِمَا يُوحَىٰ ( 13 ) Taha Suresi - Ayaa 13
"Ben seni seçtim, simdi (sana) vahyolunacak seyleri dinle."
إِنَّنِي أَنَا اللَّهُ لَا إِلَٰهَ إِلَّا أَنَا فَاعْبُدْنِي وَأَقِمِ الصَّلَاةَ لِذِكْرِي ( 14 ) Taha Suresi - Ayaa 14
Süphesiz ben Allah'im, benden baska hiçbir ilâh yoktur. Onun için bana kulluk et ve beni anmak için namaz kil.
إِنَّ السَّاعَةَ آتِيَةٌ أَكَادُ أُخْفِيهَا لِتُجْزَىٰ كُلُّ نَفْسٍ بِمَا تَسْعَىٰ ( 15 ) Taha Suresi - Ayaa 15
Çünkü kiyamet muhakkak gelecektir. Onun vaktini gizli tutuyorum ki, herkes yaptiginin karsiligini görsün.
فَلَا يَصُدَّنَّكَ عَنْهَا مَن لَّا يُؤْمِنُ بِهَا وَاتَّبَعَ هَوَاهُ فَتَرْدَىٰ ( 16 ) Taha Suresi - Ayaa 16
Sakin kiyamete inanmayip, kendi heva ve hevesine uyan kimse seni, ona iman etmekten alikoymasin; sonra helak olursun.
وَمَا تِلْكَ بِيَمِينِكَ يَا مُوسَىٰ ( 17 ) Taha Suresi - Ayaa 17
Ey Musa! Sag elindeki nedir?
قَالَ هِيَ عَصَايَ أَتَوَكَّأُ عَلَيْهَا وَأَهُشُّ بِهَا عَلَىٰ غَنَمِي وَلِيَ فِيهَا مَآرِبُ أُخْرَىٰ ( 18 ) Taha Suresi - Ayaa 18
Musa dedi: "O benim asâm (degnegim) dir, ona dayanirim, onunla davarlarima yaprak silkerim ve onda baska hacetlerim (faydalanacagim seyler) de var"
قَالَ أَلْقِهَا يَا مُوسَىٰ ( 19 ) Taha Suresi - Ayaa 19
Allah: "Ey Musa! onu (yere) birak"dedi.
فَأَلْقَاهَا فَإِذَا هِيَ حَيَّةٌ تَسْعَىٰ ( 20 ) Taha Suresi - Ayaa 20
Musa da onu birakti, bir de ne görsün! o bir yilan olmus kosuyor.
قَالَ خُذْهَا وَلَا تَخَفْ ۖ سَنُعِيدُهَا سِيرَتَهَا الْأُولَىٰ ( 21 ) Taha Suresi - Ayaa 21
Allah buyurdu ki: "Tut onu, korkma; biz onu yine eski durumuna çevirecegiz"
وَاضْمُمْ يَدَكَ إِلَىٰ جَنَاحِكَ تَخْرُجْ بَيْضَاءَ مِنْ غَيْرِ سُوءٍ آيَةً أُخْرَىٰ ( 22 ) Taha Suresi - Ayaa 22
"Bir de diger bir mucize olmak üzere elini koynuna koy ki, kusursuz olarak bembeyaz çiksin."
لِنُرِيَكَ مِنْ آيَاتِنَا الْكُبْرَى ( 23 ) Taha Suresi - Ayaa 23
"Bunlari sana en büyük mucizelerimizden (bir kismini) gösterelim diye yaptik."
اذْهَبْ إِلَىٰ فِرْعَوْنَ إِنَّهُ طَغَىٰ ( 24 ) Taha Suresi - Ayaa 24
"Firavun'a git, çünkü o hakikaten azdi."
قَالَ رَبِّ اشْرَحْ لِي صَدْرِي ( 25 ) Taha Suresi - Ayaa 25
Musa dedi ki: "Ey Rabbim! Benim gögsüme genislik ver,
وَيَسِّرْ لِي أَمْرِي ( 26 ) Taha Suresi - Ayaa 26
Isimi kolaylastir,
وَاحْلُلْ عُقْدَةً مِّن لِّسَانِي ( 27 ) Taha Suresi - Ayaa 27
Dilimden dügümü çöz
يَفْقَهُوا قَوْلِي ( 28 ) Taha Suresi - Ayaa 28
Ki, sözümü iyi anlasinlar.
وَاجْعَل لِّي وَزِيرًا مِّنْ أَهْلِي ( 29 ) Taha Suresi - Ayaa 29
Bir de bana ailemden bir vezir ver.
هَارُونَ أَخِي ( 30 ) Taha Suresi - Ayaa 30
Kardesim Harun'u (ver).
اشْدُدْ بِهِ أَزْرِي ( 31 ) Taha Suresi - Ayaa 31
Onunla arkami kuvvetlendir.
وَأَشْرِكْهُ فِي أَمْرِي ( 32 ) Taha Suresi - Ayaa 32
(Elçilik) isimde onu bana ortak et.
كَيْ نُسَبِّحَكَ كَثِيرًا ( 33 ) Taha Suresi - Ayaa 33
Ki seni çok tesbih edelim.
وَنَذْكُرَكَ كَثِيرًا ( 34 ) Taha Suresi - Ayaa 34
Seni çok analim.
إِنَّكَ كُنتَ بِنَا بَصِيرًا ( 35 ) Taha Suresi - Ayaa 35
Süphe yok ki sen bizi görüp duruyorsun."
قَالَ قَدْ أُوتِيتَ سُؤْلَكَ يَا مُوسَىٰ ( 36 ) Taha Suresi - Ayaa 36
Allah buyurdu: "Ey Musa! Diledigin (seyler) sana verildi."
وَلَقَدْ مَنَنَّا عَلَيْكَ مَرَّةً أُخْرَىٰ ( 37 ) Taha Suresi - Ayaa 37
"And olsun biz, sana diger bir defa daha ihsan etmistik"
إِذْ أَوْحَيْنَا إِلَىٰ أُمِّكَ مَا يُوحَىٰ ( 38 ) Taha Suresi - Ayaa 38
Hani bir vakit ilham edilmesi gereken (ancak ilham ile bilinebilen) su ilhami annene verdik:
أَنِ اقْذِفِيهِ فِي التَّابُوتِ فَاقْذِفِيهِ فِي الْيَمِّ فَلْيُلْقِهِ الْيَمُّ بِالسَّاحِلِ يَأْخُذْهُ عَدُوٌّ لِّي وَعَدُوٌّ لَّهُ ۚ وَأَلْقَيْتُ عَلَيْكَ مَحَبَّةً مِّنِّي وَلِتُصْنَعَ عَلَىٰ عَيْنِي ( 39 ) Taha Suresi - Ayaa 39
"Onu (Musa'yi) tabut içine koy da denize birak. Deniz de onu sahile atsin. Onu hem bana düsman, hem ona düsman olan biri alsin." Bir de benim gözetimim altinda yetistirilmen için, üzerine katimdan bir sevgi birakmistim. (Ey Musa!)
إِذْ تَمْشِي أُخْتُكَ فَتَقُولُ هَلْ أَدُلُّكُمْ عَلَىٰ مَن يَكْفُلُهُ ۖ فَرَجَعْنَاكَ إِلَىٰ أُمِّكَ كَيْ تَقَرَّ عَيْنُهَا وَلَا تَحْزَنَ ۚ وَقَتَلْتَ نَفْسًا فَنَجَّيْنَاكَ مِنَ الْغَمِّ وَفَتَنَّاكَ فُتُونًا ۚ فَلَبِثْتَ سِنِينَ فِي أَهْلِ مَدْيَنَ ثُمَّ جِئْتَ عَلَىٰ قَدَرٍ يَا مُوسَىٰ ( 40 ) Taha Suresi - Ayaa 40
Hani kiz kardesin (Firavun'un sarayina) giderek: "Ona bakacak birini size buluvereyim mi? diyordu. Böylece seni tekrar annene verdik ki, gözü aydin olsun da kederlenmesin. Hem sen, bir adam öldürdün de seni gamdan kurtardik. Seni çesitli musibetlerle imtihan ettik. Bu sebeple yillarca Medyen halki içinde kaldin. Sonra ey Musa! Belli bir çaga (peygamberlik görevini yüklenecek bir yasa) geldin.
وَاصْطَنَعْتُكَ لِنَفْسِي ( 41 ) Taha Suresi - Ayaa 41
Ben, seni kendime (peygamber) seçtim.
اذْهَبْ أَنتَ وَأَخُوكَ بِآيَاتِي وَلَا تَنِيَا فِي ذِكْرِي ( 42 ) Taha Suresi - Ayaa 42
Sen kardesinle birlikte mucizelerimle git. Ikiniz de beni anmakta gevseklik etmeyin.
اذْهَبَا إِلَىٰ فِرْعَوْنَ إِنَّهُ طَغَىٰ ( 43 ) Taha Suresi - Ayaa 43
Firavun'a gidin, çünkü o gerçekten azdi.
فَقُولَا لَهُ قَوْلًا لَّيِّنًا لَّعَلَّهُ يَتَذَكَّرُ أَوْ يَخْشَىٰ ( 44 ) Taha Suresi - Ayaa 44
Varin da ona yumusak söz söyleyin; olur ki, ögüt dinler, yahut korkar.
قَالَا رَبَّنَا إِنَّنَا نَخَافُ أَن يَفْرُطَ عَلَيْنَا أَوْ أَن يَطْغَىٰ ( 45 ) Taha Suresi - Ayaa 45
(Musa ile Harun) "Rabbimiz! Onun bize kötülük yapmasindan veya azginligini artirmasindan korkariz" dediler.
قَالَ لَا تَخَافَا ۖ إِنَّنِي مَعَكُمَا أَسْمَعُ وَأَرَىٰ ( 46 ) Taha Suresi - Ayaa 46
Allah buyurdu ki: "Korkmayin, zira ben sizinle beraberim, isitir ve görürüm."
فَأْتِيَاهُ فَقُولَا إِنَّا رَسُولَا رَبِّكَ فَأَرْسِلْ مَعَنَا بَنِي إِسْرَائِيلَ وَلَا تُعَذِّبْهُمْ ۖ قَدْ جِئْنَاكَ بِآيَةٍ مِّن رَّبِّكَ ۖ وَالسَّلَامُ عَلَىٰ مَنِ اتَّبَعَ الْهُدَىٰ ( 47 ) Taha Suresi - Ayaa 47
Hemen gidin de Firavun'a deyin ki: "Biz Rabbinin (sana gönderilen) elçileriyiz. Artik Israilogullari'ni bizimle gönder, onlara azab etme; biz sana Rabbinden bir mucize ile geldik. Selam dogru yolda gidenleredir."
إِنَّا قَدْ أُوحِيَ إِلَيْنَا أَنَّ الْعَذَابَ عَلَىٰ مَن كَذَّبَ وَتَوَلَّىٰ ( 48 ) Taha Suresi - Ayaa 48
"Bize kesin olarak vahyolundu ki, azab süphesiz (gerçegi) inkâr edip ona sirt çevirenleredir."
قَالَ فَمَن رَّبُّكُمَا يَا مُوسَىٰ ( 49 ) Taha Suresi - Ayaa 49
Firavun: "Ey Musa! Sizin Rabbiniz kimdir?" dedi.
قَالَ رَبُّنَا الَّذِي أَعْطَىٰ كُلَّ شَيْءٍ خَلْقَهُ ثُمَّ هَدَىٰ ( 50 ) Taha Suresi - Ayaa 50
Musa: "Bizim Rabbimiz her seye seklini veren, sonra da yolunu gösterendir." dedi.
قَالَ فَمَا بَالُ الْقُرُونِ الْأُولَىٰ ( 51 ) Taha Suresi - Ayaa 51
Firavun : "Öyleyse geçmis asirlar (daki insanlar)in durumu nedir?" dedi.
قَالَ عِلْمُهَا عِندَ رَبِّي فِي كِتَابٍ ۖ لَّا يَضِلُّ رَبِّي وَلَا يَنسَى ( 52 ) Taha Suresi - Ayaa 52
Musa dedi ki: "Onlarin bilgisi Rabbimin katinda bir kitapta (yazili)dir. Rabbim yanlis yapmaz ve unutmaz."
الَّذِي جَعَلَ لَكُمُ الْأَرْضَ مَهْدًا وَسَلَكَ لَكُمْ فِيهَا سُبُلًا وَأَنزَلَ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً فَأَخْرَجْنَا بِهِ أَزْوَاجًا مِّن نَّبَاتٍ شَتَّىٰ ( 53 ) Taha Suresi - Ayaa 53
"Yeryüzünü sizin için bir dösek yapan, oradan sizin için yollar açan ve gökten bir su indiren O'dur." Iste biz o su ile türlü türlü bitkilerden çiftler çikardik.
كُلُوا وَارْعَوْا أَنْعَامَكُمْ ۗ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَآيَاتٍ لِّأُولِي النُّهَىٰ ( 54 ) Taha Suresi - Ayaa 54
Hem siz yiyin, hem de hayvanlarinizi otlatin. Akil sahibleri için bunda nice ibretler vardir!
مِنْهَا خَلَقْنَاكُمْ وَفِيهَا نُعِيدُكُمْ وَمِنْهَا نُخْرِجُكُمْ تَارَةً أُخْرَىٰ ( 55 ) Taha Suresi - Ayaa 55
Sizi yerden (topraktan) yarattik, yine (ölümünüzden sonra) ona döndürecegiz. Hem de ondan sizi bir kere daha çikaracagiz.
وَلَقَدْ أَرَيْنَاهُ آيَاتِنَا كُلَّهَا فَكَذَّبَ وَأَبَىٰ ( 56 ) Taha Suresi - Ayaa 56
And olsun ki, biz, Firavun'a mucizelerimizin hepsini gösterdik. Böyle iken o yine onlari yalan sayip kabulden çekindi.
قَالَ أَجِئْتَنَا لِتُخْرِجَنَا مِنْ أَرْضِنَا بِسِحْرِكَ يَا مُوسَىٰ ( 57 ) Taha Suresi - Ayaa 57
(Firavun Musa'ya söyle) dedi: "Ey Musa! Sen sihrinle bizi yerimizden çikarmak için mi geldin bize?"
فَلَنَأْتِيَنَّكَ بِسِحْرٍ مِّثْلِهِ فَاجْعَلْ بَيْنَنَا وَبَيْنَكَ مَوْعِدًا لَّا نُخْلِفُهُ نَحْنُ وَلَا أَنتَ مَكَانًا سُوًى ( 58 ) Taha Suresi - Ayaa 58
"O halde biz de senin sihrin gibi bir sihirle sana gelecegiz (karsina çikacagiz); simdi bizimle senin aranda bir vakit ve bir bulusma yeri tayin et ki; ne senin, ne bizim caymayacagimiz uygun bir yer olsun."
قَالَ مَوْعِدُكُمْ يَوْمُ الزِّينَةِ وَأَن يُحْشَرَ النَّاسُ ضُحًى ( 59 ) Taha Suresi - Ayaa 59
Musa: "Sizinle bulusma zamani, süs (bayrami) günü ve insanlarin toplanacagi kusluk vaktidir." dedi.
فَتَوَلَّىٰ فِرْعَوْنُ فَجَمَعَ كَيْدَهُ ثُمَّ أَتَىٰ ( 60 ) Taha Suresi - Ayaa 60
Bunun üzerine Firavun döndü gitti ve bütün hile vasitalarini topladiktan sonra geldi.
قَالَ لَهُم مُّوسَىٰ وَيْلَكُمْ لَا تَفْتَرُوا عَلَى اللَّهِ كَذِبًا فَيُسْحِتَكُم بِعَذَابٍ ۖ وَقَدْ خَابَ مَنِ افْتَرَىٰ ( 61 ) Taha Suresi - Ayaa 61
Musa onlara dedi ki: "Yaziklar olsun size! Allah'a yalan uydur mayin. Sonra bir azab ile kökünüzü keser. Gerçekten (Allah'a) iftira eden hüsrana ugramistir."
فَتَنَازَعُوا أَمْرَهُم بَيْنَهُمْ وَأَسَرُّوا النَّجْوَىٰ ( 62 ) Taha Suresi - Ayaa 62
Sihirbazlar aralarinda islerini tartistilar ve konusmalarini gizli tuttular
قَالُوا إِنْ هَٰذَانِ لَسَاحِرَانِ يُرِيدَانِ أَن يُخْرِجَاكُم مِّنْ أَرْضِكُم بِسِحْرِهِمَا وَيَذْهَبَا بِطَرِيقَتِكُمُ الْمُثْلَىٰ ( 63 ) Taha Suresi - Ayaa 63
(Sihirbazlar daha sonra Musa ve Harun'u göstererek söyle) dediler: "Bu ikisi muhakkak sihirbazdir; büyüleriyle sizi yurdunuzdan çikarmak ve de örnek dininizi yok etmek istiyorlar."
فَأَجْمِعُوا كَيْدَكُمْ ثُمَّ ائْتُوا صَفًّا ۚ وَقَدْ أَفْلَحَ الْيَوْمَ مَنِ اسْتَعْلَىٰ ( 64 ) Taha Suresi - Ayaa 64
"Onun için bütün tuzaklarinizi bir araya getirin, sonra hep bir sira halinde gelin. Bugün üstün gelen muhakkak zafer kazanmistir."
قَالُوا يَا مُوسَىٰ إِمَّا أَن تُلْقِيَ وَإِمَّا أَن نَّكُونَ أَوَّلَ مَنْ أَلْقَىٰ ( 65 ) Taha Suresi - Ayaa 65
Sihirbazlar: "Ey Musa! Ya sen at, yahud ilk atan biz olalim" dediler.
قَالَ بَلْ أَلْقُوا ۖ فَإِذَا حِبَالُهُمْ وَعِصِيُّهُمْ يُخَيَّلُ إِلَيْهِ مِن سِحْرِهِمْ أَنَّهَا تَسْعَىٰ ( 66 ) Taha Suresi - Ayaa 66
Musa dedi ki: "Hayir, siz atin." Bir de ne görsün! Onlarin ipleri ve degnekleri, yaptiklari sihirden ötürü kendisine sanki yürüyorlarmis gibi geldi.
فَأَوْجَسَ فِي نَفْسِهِ خِيفَةً مُّوسَىٰ ( 67 ) Taha Suresi - Ayaa 67
Bu yüzden Musa içinde bir korku hissetti.
قُلْنَا لَا تَخَفْ إِنَّكَ أَنتَ الْأَعْلَىٰ ( 68 ) Taha Suresi - Ayaa 68
Biz dedik ki: "Korkma, çünkü sen muhakkak üstünsün (galib geleceksin) "
وَأَلْقِ مَا فِي يَمِينِكَ تَلْقَفْ مَا صَنَعُوا ۖ إِنَّمَا صَنَعُوا كَيْدُ سَاحِرٍ ۖ وَلَا يُفْلِحُ السَّاحِرُ حَيْثُ أَتَىٰ ( 69 ) Taha Suresi - Ayaa 69
"Sag elindekini ativer, o, onlarin yaptiklarini yutar. Çünkü onlarin yaptiklari ancak bir büyücü tuzagidir. Büyücü ise, her nerede olursa olsun basariya ulasamaz."
فَأُلْقِيَ السَّحَرَةُ سُجَّدًا قَالُوا آمَنَّا بِرَبِّ هَارُونَ وَمُوسَىٰ ( 70 ) Taha Suresi - Ayaa 70
Sonunda bütün sihirbazlar secdeye kapandilar, "Musa ile Harun'un Rabbine iman ettik" dediler.
قَالَ آمَنتُمْ لَهُ قَبْلَ أَنْ آذَنَ لَكُمْ ۖ إِنَّهُ لَكَبِيرُكُمُ الَّذِي عَلَّمَكُمُ السِّحْرَ ۖ فَلَأُقَطِّعَنَّ أَيْدِيَكُمْ وَأَرْجُلَكُم مِّنْ خِلَافٍ وَلَأُصَلِّبَنَّكُمْ فِي جُذُوعِ النَّخْلِ وَلَتَعْلَمُنَّ أَيُّنَا أَشَدُّ عَذَابًا وَأَبْقَىٰ ( 71 ) Taha Suresi - Ayaa 71
Firavun: "Ben size izin vermeden mi ona iman ettiniz? O, muhakkak size sihir ögreten büyügünüzdür. And olsun ki, ellerinizi ve ayaklarinizi çaprazlama kesecegim ve muhakkak sizi hurma dallarina asacagim. Böylece hangimizin azabinin daha siddetli ve devamli oldugunu bileceksiniz" dedi.
قَالُوا لَن نُّؤْثِرَكَ عَلَىٰ مَا جَاءَنَا مِنَ الْبَيِّنَاتِ وَالَّذِي فَطَرَنَا ۖ فَاقْضِ مَا أَنتَ قَاضٍ ۖ إِنَّمَا تَقْضِي هَٰذِهِ الْحَيَاةَ الدُّنْيَا ( 72 ) Taha Suresi - Ayaa 72
(Iman eden sihirbazlar söyle) dediler: "Bize gelen bu açik mucizeler ve bizi yaratana karsi, asla seni tercih edemeyiz. Ne hüküm vereceksen ver. Sen, ancak bu dünya hayatina hükmedebilirsin."
إِنَّا آمَنَّا بِرَبِّنَا لِيَغْفِرَ لَنَا خَطَايَانَا وَمَا أَكْرَهْتَنَا عَلَيْهِ مِنَ السِّحْرِ ۗ وَاللَّهُ خَيْرٌ وَأَبْقَىٰ ( 73 ) Taha Suresi - Ayaa 73
"Dogrusu biz hem günahlarimiza, hem bizi zorladigin sihre karsi, bizi bagislasin diye, Rabbimize iman ettik. Allah (sevabça senden) daha hayirli ve (azab verme bakimindan da) daha devamlidir."
إِنَّهُ مَن يَأْتِ رَبَّهُ مُجْرِمًا فَإِنَّ لَهُ جَهَنَّمَ لَا يَمُوتُ فِيهَا وَلَا يَحْيَىٰ ( 74 ) Taha Suresi - Ayaa 74
Her kim Rabbine suçlu olarak varirsa, süphesiz ki ona cehennem vardir. Orada ne ölür, ne de dirilir.
وَمَن يَأْتِهِ مُؤْمِنًا قَدْ عَمِلَ الصَّالِحَاتِ فَأُولَٰئِكَ لَهُمُ الدَّرَجَاتُ الْعُلَىٰ ( 75 ) Taha Suresi - Ayaa 75
Kim de ona bir mümin olarak salih ameller islemis oldugu halde varirsa, iste onlara en yüksek dereceler vardir.
جَنَّاتُ عَدْنٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا ۚ وَذَٰلِكَ جَزَاءُ مَن تَزَكَّىٰ ( 76 ) Taha Suresi - Ayaa 76
Adn cennetleri vardir ki, altlarindan irmaklar akar, onlar, orada ebedî olarak kalacaklardir. Ve iste bu, (küfür ve isyandan) arinanlarin mükafatidir. Meâl-i Serifi
وَلَقَدْ أَوْحَيْنَا إِلَىٰ مُوسَىٰ أَنْ أَسْرِ بِعِبَادِي فَاضْرِبْ لَهُمْ طَرِيقًا فِي الْبَحْرِ يَبَسًا لَّا تَخَافُ دَرَكًا وَلَا تَخْشَىٰ ( 77 ) Taha Suresi - Ayaa 77
Gerçekten Musa'ya söyle vahyettik: "Kullarimla geceleyin yürü (Misir'dan çik) de (asâni vurarak) onlara denizde kuru bir yol aç; (artik firavun tarafindan) yetisilmekten korkmazsin ve (bogulmaktan) endise de etmezsin."
فَأَتْبَعَهُمْ فِرْعَوْنُ بِجُنُودِهِ فَغَشِيَهُم مِّنَ الْيَمِّ مَا غَشِيَهُمْ ( 78 ) Taha Suresi - Ayaa 78
Firavun ordulariyla hemen onlari takip etti, denizden kendilerini sariveren (korkunç bogulma) sariverdi
وَأَضَلَّ فِرْعَوْنُ قَوْمَهُ وَمَا هَدَىٰ ( 79 ) Taha Suresi - Ayaa 79
Böylece Firavun kavmini yanlis yola sürükledi ve dogru yola götürmedi.
يَا بَنِي إِسْرَائِيلَ قَدْ أَنجَيْنَاكُم مِّنْ عَدُوِّكُمْ وَوَاعَدْنَاكُمْ جَانِبَ الطُّورِ الْأَيْمَنَ وَنَزَّلْنَا عَلَيْكُمُ الْمَنَّ وَالسَّلْوَىٰ ( 80 ) Taha Suresi - Ayaa 80
Ey Israilogullari! Sizleri düsmaninizdan kurtardik ve Tûr daginin sag yaninda size söz verdik, üzerinize de kudret helvasi ve bildircin indirdik.
كُلُوا مِن طَيِّبَاتِ مَا رَزَقْنَاكُمْ وَلَا تَطْغَوْا فِيهِ فَيَحِلَّ عَلَيْكُمْ غَضَبِي ۖ وَمَن يَحْلِلْ عَلَيْهِ غَضَبِي فَقَدْ هَوَىٰ ( 81 ) Taha Suresi - Ayaa 81
Size verdigimiz riziklarin en temizlerinden yiyin ve bunda taskinlik etmeyin, sonra üzerinize gazabim iner. Kimin üzerine de gazabim inerse, muhakkak o mahvolur.
وَإِنِّي لَغَفَّارٌ لِّمَن تَابَ وَآمَنَ وَعَمِلَ صَالِحًا ثُمَّ اهْتَدَىٰ ( 82 ) Taha Suresi - Ayaa 82
Bununla beraber, süphe yok ki ben, tevbe eden, iman edip salih amel isleyen, sonra da hak yolda sebat gösteren kimse için çok bagislayiciyim.
وَمَا أَعْجَلَكَ عَن قَوْمِكَ يَا مُوسَىٰ ( 83 ) Taha Suresi - Ayaa 83
"Ey Musa! Seni kavminden (ayirip) daha çabuk (gelmeye) sevkeden nedir?" (dedik.)
قَالَ هُمْ أُولَاءِ عَلَىٰ أَثَرِي وَعَجِلْتُ إِلَيْكَ رَبِّ لِتَرْضَىٰ ( 84 ) Taha Suresi - Ayaa 84
Musa: "Onlar benim izimdeler (arkamdan beni takip edip geliyorlar). Ben sana acele ettim (geldim) ki, hosnud olasin" dedi.
قَالَ فَإِنَّا قَدْ فَتَنَّا قَوْمَكَ مِن بَعْدِكَ وَأَضَلَّهُمُ السَّامِرِيُّ ( 85 ) Taha Suresi - Ayaa 85
Allah: "Dogrusu biz senden sonra kavmini imtihan ettik. Sâmirî onlari saptirdi" dedi.
فَرَجَعَ مُوسَىٰ إِلَىٰ قَوْمِهِ غَضْبَانَ أَسِفًا ۚ قَالَ يَا قَوْمِ أَلَمْ يَعِدْكُمْ رَبُّكُمْ وَعْدًا حَسَنًا ۚ أَفَطَالَ عَلَيْكُمُ الْعَهْدُ أَمْ أَرَدتُّمْ أَن يَحِلَّ عَلَيْكُمْ غَضَبٌ مِّن رَّبِّكُمْ فَأَخْلَفْتُم مَّوْعِدِي ( 86 ) Taha Suresi - Ayaa 86
Hemen Musa öfkeli ve üzgün olarak kavmine döndü (onlara söyle) dedi: "Ey kavmim! Rabbiniz size güzel bir vaad ile söz vermedi mi? Size bu süre mi çok uzun geldi, yoksa Rabbinizden size bir gazab inmesini arzu ettiniz de mi, bana olan vaadinizden caydiniz?"
قَالُوا مَا أَخْلَفْنَا مَوْعِدَكَ بِمَلْكِنَا وَلَٰكِنَّا حُمِّلْنَا أَوْزَارًا مِّن زِينَةِ الْقَوْمِ فَقَذَفْنَاهَا فَكَذَٰلِكَ أَلْقَى السَّامِرِيُّ ( 87 ) Taha Suresi - Ayaa 87
Onlar dediler ki: "Biz sana verdigimiz sözden, kendiligimizden caymadik. Fakat biz o (Kibtî) kavminin süs esyasindan bir takim agirliklar yüklenmistik. Onlari (atese) attik. Sâmirî de (kendi mücevheratini) böylece atmisti."
فَأَخْرَجَ لَهُمْ عِجْلًا جَسَدًا لَّهُ خُوَارٌ فَقَالُوا هَٰذَا إِلَٰهُكُمْ وَإِلَٰهُ مُوسَىٰ فَنَسِيَ ( 88 ) Taha Suresi - Ayaa 88
Nihayet Sâmirî onlara bögüren bir buzagi heykeli ortaya çikardi. Bunun üzerine Sâmirî ve adamlari: "Iste sizin de, Musa'nin da ilâhi budur, ama o unuttu" dediler.
أَفَلَا يَرَوْنَ أَلَّا يَرْجِعُ إِلَيْهِمْ قَوْلًا وَلَا يَمْلِكُ لَهُمْ ضَرًّا وَلَا نَفْعًا ( 89 ) Taha Suresi - Ayaa 89
Onlar görmüyorlar miydi ki, o buzagi, kendilerine hiçbir sözle karsilik veremiyor; onlara ne bir zarar, ne de bir yarar vermeye sahip bulunamiyordu.
وَلَقَدْ قَالَ لَهُمْ هَارُونُ مِن قَبْلُ يَا قَوْمِ إِنَّمَا فُتِنتُم بِهِ ۖ وَإِنَّ رَبَّكُمُ الرَّحْمَٰنُ فَاتَّبِعُونِي وَأَطِيعُوا أَمْرِي ( 90 ) Taha Suresi - Ayaa 90
And olsun ki Harun daha önce onlara: "Ey kavmim! Siz bununla (buzagi ile) imtihana çekildiniz. Sizin gerçek Rabbiniz Rahmân'dir. Gelin bana uyun ve emrime itaat edin" demisti.
قَالُوا لَن نَّبْرَحَ عَلَيْهِ عَاكِفِينَ حَتَّىٰ يَرْجِعَ إِلَيْنَا مُوسَىٰ ( 91 ) Taha Suresi - Ayaa 91
Onlar (cevap olarak söyle) demislerdi: "Musa bize dönüp gelinceye kadar, biz ona tapmaya elbette devam edecegiz."
قَالَ يَا هَارُونُ مَا مَنَعَكَ إِذْ رَأَيْتَهُمْ ضَلُّوا ( 92 ) Taha Suresi - Ayaa 92
(Musa gelince kardesine söyle) dedi: "Ey Harun! bunlarin sapikliga düstügünü gördügün vakit, seni engelleyen ne oldu?"
أَلَّا تَتَّبِعَنِ ۖ أَفَعَصَيْتَ أَمْرِي ( 93 ) Taha Suresi - Ayaa 93
"(Neden) benim yolumu takip etmedin, benim emrime karsi mi geldin?"
قَالَ يَا ابْنَ أُمَّ لَا تَأْخُذْ بِلِحْيَتِي وَلَا بِرَأْسِي ۖ إِنِّي خَشِيتُ أَن تَقُولَ فَرَّقْتَ بَيْنَ بَنِي إِسْرَائِيلَ وَلَمْ تَرْقُبْ قَوْلِي ( 94 ) Taha Suresi - Ayaa 94
Harun: "Ey anamin oglu! Sakalimi ve basimi (saçimi) tutma. Ben senin 'Israilogullari arasinda ayrilik çikardin, sözüme bakmadin' diyeceginden korktum." dedi.
قَالَ فَمَا خَطْبُكَ يَا سَامِرِيُّ ( 95 ) Taha Suresi - Ayaa 95
(Hz. Musa bu defa Sâmirî'ye dönerek) "Ey Sâmirî! Senin bu yaptigin nedir?" dedi.
قَالَ بَصُرْتُ بِمَا لَمْ يَبْصُرُوا بِهِ فَقَبَضْتُ قَبْضَةً مِّنْ أَثَرِ الرَّسُولِ فَنَبَذْتُهَا وَكَذَٰلِكَ سَوَّلَتْ لِي نَفْسِي ( 96 ) Taha Suresi - Ayaa 96
Sâmirî: "Onlarin görmedikleri bir sey gördüm: (Sana gelen) ilâhî elçinin (Cebrail'in) izinden bir avuç (toprak) aldim ve onu (erimis mücevheratin içine) attim. Bunu, bana böylece nefsim hos gösterdi" dedi.
قَالَ فَاذْهَبْ فَإِنَّ لَكَ فِي الْحَيَاةِ أَن تَقُولَ لَا مِسَاسَ ۖ وَإِنَّ لَكَ مَوْعِدًا لَّن تُخْلَفَهُ ۖ وَانظُرْ إِلَىٰ إِلَٰهِكَ الَّذِي ظَلْتَ عَلَيْهِ عَاكِفًا ۖ لَّنُحَرِّقَنَّهُ ثُمَّ لَنَنسِفَنَّهُ فِي الْيَمِّ نَسْفًا ( 97 ) Taha Suresi - Ayaa 97
(Musa ona söyle) dedi: "Haydi çekil git. Artik senin için hayat boyunca, 'benimle temas yok' diye söylemen var (bir vahsi gibi yapayalniz yasamaga mahkum olacaksin). Hem senin için asla kaçamayacagin bir ceza daha vardir. Bir de ibadet edip durdugun ilâhina bak; elbette biz onu yakacagiz, sonra da kül edip muhakkak onu denize savuracagiz."
إِنَّمَا إِلَٰهُكُمُ اللَّهُ الَّذِي لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ ۚ وَسِعَ كُلَّ شَيْءٍ عِلْمًا ( 98 ) Taha Suresi - Ayaa 98
Sizin ilâhiniz, ancak kendisinden baska hiçbir ilâh bulunmayan Allah'dir. Onun ilmi her seyi kusatmistir.
كَذَٰلِكَ نَقُصُّ عَلَيْكَ مِنْ أَنبَاءِ مَا قَدْ سَبَقَ ۚ وَقَدْ آتَيْنَاكَ مِن لَّدُنَّا ذِكْرًا ( 99 ) Taha Suresi - Ayaa 99
(Ey Muhammed!) Sana geçmisin haberlerinden bir kismini böylece anlatiyoruz. Süphe yok ki, sana katimizdan bir zikir (düsünüp kendisinden ibret alinacak bir kitab) verdik.
مَّنْ أَعْرَضَ عَنْهُ فَإِنَّهُ يَحْمِلُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وِزْرًا ( 100 ) Taha Suresi - Ayaa 100
Kim ondan yüz çevirirse, süphesiz o, kiyamet günü bir günah yüklenecektir.
خَالِدِينَ فِيهِ ۖ وَسَاءَ لَهُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ حِمْلًا ( 101 ) Taha Suresi - Ayaa 101
Devamli o azabin altinda kalacaklar. Kiyamet günü onlar için, bu ne fena bir yüktür!
يَوْمَ يُنفَخُ فِي الصُّورِ ۚ وَنَحْشُرُ الْمُجْرِمِينَ يَوْمَئِذٍ زُرْقًا ( 102 ) Taha Suresi - Ayaa 102
Sûr'a üfürülecegi gün ki biz suçlulari o gün, (gözleri korkudan) gögermis olarak mahserde toplayacagiz.
يَتَخَافَتُونَ بَيْنَهُمْ إِن لَّبِثْتُمْ إِلَّا عَشْرًا ( 103 ) Taha Suresi - Ayaa 103
"Siz dünyada sadece on(gün) kaldiniz" diye kendi aralarinda gizli gizli konusurlar.
نَّحْنُ أَعْلَمُ بِمَا يَقُولُونَ إِذْ يَقُولُ أَمْثَلُهُمْ طَرِيقَةً إِن لَّبِثْتُمْ إِلَّا يَوْمًا ( 104 ) Taha Suresi - Ayaa 104
Aralarinda ne konusacaklarini biz çok iyi biliriz. Görüsü en üstün olan: "Ancak bir gün kaldiniz" diyecektir.
وَيَسْأَلُونَكَ عَنِ الْجِبَالِ فَقُلْ يَنسِفُهَا رَبِّي نَسْفًا ( 105 ) Taha Suresi - Ayaa 105
(Ey Muhammed!) Sana daglar(in kiyametteki durumunu) sorarlar, de ki: "Rabbim onlari ufalayip savuracak."
فَيَذَرُهَا قَاعًا صَفْصَفًا ( 106 ) Taha Suresi - Ayaa 106
"Böylece yerlerini dümdüz bos bir halde birakacak."
لَّا تَرَىٰ فِيهَا عِوَجًا وَلَا أَمْتًا ( 107 ) Taha Suresi - Ayaa 107
"Orada ne bir çukur, ne de bir tümsek göreceksin."
يَوْمَئِذٍ يَتَّبِعُونَ الدَّاعِيَ لَا عِوَجَ لَهُ ۖ وَخَشَعَتِ الْأَصْوَاتُ لِلرَّحْمَٰنِ فَلَا تَسْمَعُ إِلَّا هَمْسًا ( 108 ) Taha Suresi - Ayaa 108
O gün, hiçbir tarafa sapmadan o davetçiye (Sûr'a üfleyenin çagrisina) uyarlar. Öyleki, Rahmân'in heybetinden sesler kisilmistir. Artik bir fisiltidan baska hiçbir sey isitemezsin.
يَوْمَئِذٍ لَّا تَنفَعُ الشَّفَاعَةُ إِلَّا مَنْ أَذِنَ لَهُ الرَّحْمَٰنُ وَرَضِيَ لَهُ قَوْلًا ( 109 ) Taha Suresi - Ayaa 109
O gün, Rahmân'in kendisine izin verdigi ve sözünden hosnud oldugu kimselerden baskasinin sefaati fayda vermez.
يَعْلَمُ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَلَا يُحِيطُونَ بِهِ عِلْمًا ( 110 ) Taha Suresi - Ayaa 110
Allah, onlarin geleceklerini de, geçmislerini de bilir. Onlar ise O'nu ilmen kavrayamazlar.
وَعَنَتِ الْوُجُوهُ لِلْحَيِّ الْقَيُّومِ ۖ وَقَدْ خَابَ مَنْ حَمَلَ ظُلْمًا ( 111 ) Taha Suresi - Ayaa 111
Bütün yüzler, diri ve bütün yarattiklarini gözetip duran Allah'a bas egmistir. Bir zulüm yüklenen gerçekten hüsrana ugramistir.
وَمَن يَعْمَلْ مِنَ الصَّالِحَاتِ وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَلَا يَخَافُ ظُلْمًا وَلَا هَضْمًا ( 112 ) Taha Suresi - Ayaa 112
Her kim de mümin olarak salih amelleri islerse, artik o, ne bir haksizliktan ve ne de çignenmekden korkar.
وَكَذَٰلِكَ أَنزَلْنَاهُ قُرْآنًا عَرَبِيًّا وَصَرَّفْنَا فِيهِ مِنَ الْوَعِيدِ لَعَلَّهُمْ يَتَّقُونَ أَوْ يُحْدِثُ لَهُمْ ذِكْرًا ( 113 ) Taha Suresi - Ayaa 113
Iste böylece biz onu Arapça bir Kur'ân olarak indirdik. Onda tehditlerden nice türlüsünü tekrar tekrar açikladik ki belki sakinirlar, yahut onlara bir ibret ve uyanis verir.
فَتَعَالَى اللَّهُ الْمَلِكُ الْحَقُّ ۗ وَلَا تَعْجَلْ بِالْقُرْآنِ مِن قَبْلِ أَن يُقْضَىٰ إِلَيْكَ وَحْيُهُ ۖ وَقُل رَّبِّ زِدْنِي عِلْمًا ( 114 ) Taha Suresi - Ayaa 114
Hükmü her yerde geçerli gerçek hükümdar olan Allah yücedir. (Ey Muhammed!) Kur'ân sana vahyedilirken, vahiy bitmeden önce (unutma korkusu ile) Kur'ân'i okumada acele etme; "Rabbim! benim ilmimi artir" de.
وَلَقَدْ عَهِدْنَا إِلَىٰ آدَمَ مِن قَبْلُ فَنَسِيَ وَلَمْ نَجِدْ لَهُ عَزْمًا ( 115 ) Taha Suresi - Ayaa 115
Dogrusu bundan önce Âdem'e (bu agaçtan yeme diye) emrettik, fakat unuttu ve biz onda bir azim (bir kararlilik) bulmadik.
وَإِذْ قُلْنَا لِلْمَلَائِكَةِ اسْجُدُوا لِآدَمَ فَسَجَدُوا إِلَّا إِبْلِيسَ أَبَىٰ ( 116 ) Taha Suresi - Ayaa 116
Bir vakit meleklere: "Âdem(e hürmet) için secde edin" demistik; Iblis'ten baska hepsi secde etmis, o çekinmisti.
فَقُلْنَا يَا آدَمُ إِنَّ هَٰذَا عَدُوٌّ لَّكَ وَلِزَوْجِكَ فَلَا يُخْرِجَنَّكُمَا مِنَ الْجَنَّةِ فَتَشْقَىٰ ( 117 ) Taha Suresi - Ayaa 117
Biz de (Âdem'e) söyle demistik: "Ey Âdem! Süphesiz bu (Iblis) sana ve esine düsmandir. Sakin sizi cennetten çikarmasin, sonra bedbaht olursun (sikinti çeker, perisan olursun)."
إِنَّ لَكَ أَلَّا تَجُوعَ فِيهَا وَلَا تَعْرَىٰ ( 118 ) Taha Suresi - Ayaa 118
"Dogrusu senin acikmaman ve çiplak kalmaman (ancak) cennettedir. "
وَأَنَّكَ لَا تَظْمَأُ فِيهَا وَلَا تَضْحَىٰ ( 119 ) Taha Suresi - Ayaa 119
Ve sen orada ne susarsin, ne de günesin sicaginda kalirsin"
فَوَسْوَسَ إِلَيْهِ الشَّيْطَانُ قَالَ يَا آدَمُ هَلْ أَدُلُّكَ عَلَىٰ شَجَرَةِ الْخُلْدِ وَمُلْكٍ لَّا يَبْلَىٰ ( 120 ) Taha Suresi - Ayaa 120
Nihayet seytan ona vesvese verdi. Söyle dedi: "Ey Âdem! Sana sonsuzluk agacini ve çökmesi olmayan bir saltanati göstereyim mi?"
فَأَكَلَا مِنْهَا فَبَدَتْ لَهُمَا سَوْآتُهُمَا وَطَفِقَا يَخْصِفَانِ عَلَيْهِمَا مِن وَرَقِ الْجَنَّةِ ۚ وَعَصَىٰ آدَمُ رَبَّهُ فَغَوَىٰ ( 121 ) Taha Suresi - Ayaa 121
Bunun üzerine ikisi de o agaçtan yediler. Hemen ayip yerleri kendilerine açilip görünüverdi. Ve üzerlerine cennet yapragindan örtüp yamamaya basladilar. Âdem Rabbinin emrinden çikti da sasirdi.
ثُمَّ اجْتَبَاهُ رَبُّهُ فَتَابَ عَلَيْهِ وَهَدَىٰ ( 122 ) Taha Suresi - Ayaa 122
Sonra Rabbi, onu seçti de tevbesini kabul buyurdu ve ona dogru yolu gösterdi.
قَالَ اهْبِطَا مِنْهَا جَمِيعًا ۖ بَعْضُكُمْ لِبَعْضٍ عَدُوٌّ ۖ فَإِمَّا يَأْتِيَنَّكُم مِّنِّي هُدًى فَمَنِ اتَّبَعَ هُدَايَ فَلَا يَضِلُّ وَلَا يَشْقَىٰ ( 123 ) Taha Suresi - Ayaa 123
Allah (onlara) söyle dedi: "Birbirinize düsman olmak üzere hepiniz oradan (cennetten) inin. Artik benden size bir hidayet (kitab) geldigi zaman, kim benim hidayetime uyarsa iste o, sapikliga düsmez ve (ahirette) zahmet çekmez.
وَمَنْ أَعْرَضَ عَن ذِكْرِي فَإِنَّ لَهُ مَعِيشَةً ضَنكًا وَنَحْشُرُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَعْمَىٰ ( 124 ) Taha Suresi - Ayaa 124
Her kim de benim zikrimden (Kur'ân'dan) yüz çevirirse, (bilsin ki) ona dar bir geçim vardir ve onu kiyamet günü kör olarak hasrederiz.
قَالَ رَبِّ لِمَ حَشَرْتَنِي أَعْمَىٰ وَقَدْ كُنتُ بَصِيرًا ( 125 ) Taha Suresi - Ayaa 125
(O zaman Kur'ândan yüz çeviren kimse) "Rabbim! beni niçin kör olarak hasrettin, oysa ben gören bir kimseydim" der.
قَالَ كَذَٰلِكَ أَتَتْكَ آيَاتُنَا فَنَسِيتَهَا ۖ وَكَذَٰلِكَ الْيَوْمَ تُنسَىٰ ( 126 ) Taha Suresi - Ayaa 126
Allah: "Böyledir, sana âyetlerimiz gelmisti de onlari sen unutmustun, bugün de öylece unutulursun" der.
وَكَذَٰلِكَ نَجْزِي مَنْ أَسْرَفَ وَلَمْ يُؤْمِن بِآيَاتِ رَبِّهِ ۚ وَلَعَذَابُ الْآخِرَةِ أَشَدُّ وَأَبْقَىٰ ( 127 ) Taha Suresi - Ayaa 127
Iste haddi asanlari, Rabbinin âyetlerine inanmayanlari biz böyle cezalandiririz. Ve muhakkak ki ahiret azabi (dünya azabindan) daha siddetli ve daha devamlidir.
أَفَلَمْ يَهْدِ لَهُمْ كَمْ أَهْلَكْنَا قَبْلَهُم مِّنَ الْقُرُونِ يَمْشُونَ فِي مَسَاكِنِهِمْ ۗ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَآيَاتٍ لِّأُولِي النُّهَىٰ ( 128 ) Taha Suresi - Ayaa 128
Onlari, yerlerinde gezip durduklari su kendilerinden önce yok ettigimiz bunca nesiller(in o korkunç akibeti) dogru yola sevk etmedi mi? Dogrusu bunda ibret alacak akli olanlar için nice deliller vardir.
وَلَوْلَا كَلِمَةٌ سَبَقَتْ مِن رَّبِّكَ لَكَانَ لِزَامًا وَأَجَلٌ مُّسَمًّى ( 129 ) Taha Suresi - Ayaa 129
Eger Rabbinin verdigi bir hüküm ve tayin ettigi bir süre olmasaydi, hemen azaba ugrarlardi.
فَاصْبِرْ عَلَىٰ مَا يَقُولُونَ وَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ قَبْلَ طُلُوعِ الشَّمْسِ وَقَبْلَ غُرُوبِهَا ۖ وَمِنْ آنَاءِ اللَّيْلِ فَسَبِّحْ وَأَطْرَافَ النَّهَارِ لَعَلَّكَ تَرْضَىٰ ( 130 ) Taha Suresi - Ayaa 130
O halde, dediklerine sabret; günesin dogmasindan önce ve batmasindan önce Rabbini hamd ile tesbih et. Gecenin bir kisim vakitlerinde ve gündüzün etrafinda da tesbih et ki hosnudluga eresin.
وَلَا تَمُدَّنَّ عَيْنَيْكَ إِلَىٰ مَا مَتَّعْنَا بِهِ أَزْوَاجًا مِّنْهُمْ زَهْرَةَ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا لِنَفْتِنَهُمْ فِيهِ ۚ وَرِزْقُ رَبِّكَ خَيْرٌ وَأَبْقَىٰ ( 131 ) Taha Suresi - Ayaa 131
Kâfirlerden bir kismina, onlari sinamak için dünya hayatinin zineti olarak verdigimiz ve onunla kendilerini geçindirdigimiz seye (mal ve saltanata) sakin ragbetle bakma. Rabbinin (ahiretteki) rizki daha hayirli ve daha devamlidir.
وَأْمُرْ أَهْلَكَ بِالصَّلَاةِ وَاصْطَبِرْ عَلَيْهَا ۖ لَا نَسْأَلُكَ رِزْقًا ۖ نَّحْنُ نَرْزُقُكَ ۗ وَالْعَاقِبَةُ لِلتَّقْوَىٰ ( 132 ) Taha Suresi - Ayaa 132
(Ey Muhammed!) Ehline namaz kilmalarini emret, kendin de ona sabirla devam et. Biz senden bir rizik istemiyoruz. Seni biz riziklandiririz. Güzel akibet takva sahiplerinindir.
وَقَالُوا لَوْلَا يَأْتِينَا بِآيَةٍ مِّن رَّبِّهِ ۚ أَوَلَمْ تَأْتِهِم بَيِّنَةُ مَا فِي الصُّحُفِ الْأُولَىٰ ( 133 ) Taha Suresi - Ayaa 133
(Inkâr edenler): "Rabbinden bize bir mucize getirse ya" dediler. Onlara önceki kitablarda olan apaçik deliller gelmedi mi?
وَلَوْ أَنَّا أَهْلَكْنَاهُم بِعَذَابٍ مِّن قَبْلِهِ لَقَالُوا رَبَّنَا لَوْلَا أَرْسَلْتَ إِلَيْنَا رَسُولًا فَنَتَّبِعَ آيَاتِكَ مِن قَبْلِ أَن نَّذِلَّ وَنَخْزَىٰ ( 134 ) Taha Suresi - Ayaa 134
Eger biz, onlari bundan (peygamber veya Kur'ân'dan) önce bir azab ile yok etseydik, muhakkak "Ey Rabbimiz! bize bir peygamber gönderseydin de, alçak ve rezil olmadan önce âyetlerine uysaydik, olmaz miydi?" diyeceklerdi.
قُلْ كُلٌّ مُّتَرَبِّصٌ فَتَرَبَّصُوا ۖ فَسَتَعْلَمُونَ مَنْ أَصْحَابُ الصِّرَاطِ السَّوِيِّ وَمَنِ اهْتَدَىٰ ( 135 ) Taha Suresi - Ayaa 135
De ki: "Hepimiz beklemekteyiz, siz de bekleyedurun. Süphesiz düz yolun sahiplerinin kimler oldugunu ve kimlerin dogru yolda bulundugunu yakinda bileceksiniz.

Rastgele Kitaplar

  • Doğru İnanç ve Bu İnanca Aykırı Olan Şeyler

    Yazan : Abdulaziz b. Abdullah b. Baz

    Gözden geçiren : Ömer Ünal

    Çeviren : Muhammed Şahin

    Yayınlayan : Rabva İslâmî Dâvet Bürosu - Riyad/S. Arabistan

    Source : http://www.islamhouse.com/p/817

    Download :Doğru İnanç ve Bu İnanca Aykırı Olan ŞeylerDoğru İnanç ve Bu İnanca Aykırı Olan Şeyler

  • Şia ve Mescid-i AksâBazıları Mescid-i Aksâ'nın Müslümanlar nezdindeki ve İslam dinindeki yeri hakkında kitap yazmamıza şaşırabilir. Çünkü bu konu tartışmasız kabul gören konulardan biridir ve Mescid-i Aksâ'nın çok fazla açıklamaya gerek olmayan yüce bir konumu vardır. Mescid-i Aksâ'nın konumu Allah Teâlâ'nın Kur'an-ı Kerim'deki apaçık ifadesiyle ve Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in sahih hadisiyle sabittir. İslam Ümmeti de Mescid-i Aksâ'nın fazileti üzerinde icma etmiştir/görüş birliğindedir. Fakat eminiz ki, bu kitabı okuyanlar gerçekleri gördükten sonra bize hak vereceklerdir. Mescid-i Aksâ ve Filistin'e destek iddiasında bulunan, mazlum Filistin halkını ve kutsal değerlerini savunduğunu öne süren bazı insanların oynadığı oyunun boyutunu farkedince bu kitabın neden yazıldığını anlayacaklardır. Mescid-i Aksâ'nın konumunu ve faziletini savunmak, Şiilerin muteber kabul ettikleri kitaplarda ve kaynak eserlerinde Mescid-i Aksâ hakkında yazılanlara karşı uyarmak gerekiyordu. Şiilerin mevcut haliyle Mescid-i Aksâ'nın hiçbir faziletinin olmadığını, bilkakis Mescid-i Aksâ'nın gökyüzünde bir mescid olduğunu ve âvâm halkın Mescid-i Aksâ'yı Kudüs'teki mescid zannettiğini yazdığına dikkat çekmek gerekiyordu. Biz de bu iddiaları karşılıksız bırakmak istemedik. Bu iddiaların tehlikesini ve asılsız olduğunu ortaya koymaya çalıştık. Bu iddiaları kitaplarında dile getiren iftiracıların oynadığı oyunun ve çevirdiği entrikanın boyutunu herkesin anlaması için perdenin kaldırılıp gerçeklerin ortaya çıkmasına sözümüzle ve kalemimizle de olsa katkıda bulunmak istedik. Araştırmalarımız sırasında ayrıca, Mescid-i Aksâ'nın konumu ve fazileti hakkında şüphe uyandırmak isteyen Yahudilerin ve Oryantalistlerin asılsız iddialarına Şia kaynaklarından deliller getirdiğini, bu iddiları ümmetimizin sabit değerlerine ve inancına darbe vurmak ve Mescid-i Aksâ'nın kalplerimizdeki yerini sarsmak için kullandıklarını gördük. Burada bir noktaya dikkat çekmek isteriz: Biz bu kitapla ümmetin vahdetini, Müslümanların birliğini ve kutsal değerlerimiz üzerinde görüş birliği sağlamayı hedefliyoruz. Allah'ın o kutsal yerleri fethetmeyi nasip ettiği kişileri sevmeyi ve Şia kitaplarında Müslümanların Kudüs'e verdiği değere saldırıda kullanacakları birçok şeye delil bulan Yahudi ve Oryantalist profesörlere fırsat vermemeyi hedefliyoruz. Çünkü Mescid-i Aksâ'nın konumu hakkında şüphe uyandıran rivayetlerin mutlaka düzeltilmesi ve Kudüs'ün faziletlerinin delillerle ispat edilmesi gerekiyordu.

    Source : http://www.islamhouse.com/p/268695

    Download :Şia ve Mescid-i AksâŞia ve Mescid-i Aksâ

  • Tevhid Kalesi-

    Yazan : Muhammed b. Salih el-Useymin - Abdulaziz b. Abdullah b. Baz - Abdullah b. Abdurrahman el-Cibrin - Abdurrahman b. Nasır es-Sa'di - Nasır b. Abdulkerim el-Akl

    Gözden geçiren : Muhammed Şahin

    Çeviren : Mustafa Özcan

    Yayınlayan : Rabva İslâmî Dâvet Bürosu - Riyad/S. Arabistan

    Source : http://www.islamhouse.com/p/190929

    Download :Tevhid KalesiTevhid Kalesi

  • İslam'da Resmin Hükmü

    Yazan : Abdullah b. Abdulhamid el-Eseri

    Gözden geçiren : Muhammed Şahin

    Yayınlayan : Rabva İslâmî Dâvet Bürosu - Riyad/S. Arabistan

    Source : http://www.islamhouse.com/p/837

    Download :İslam'da Resmin Hükmüİslam'da Resmin Hükmü

  • Namaz Hakkında Üç Risale

    Yazan : Abdulaziz b. Abdullah b. Baz

    Gözden geçiren : Ömer Ünal

    Çeviren : Muhammed Şahin

    Yayınlayan : Rabva İslâmî Dâvet Bürosu - Riyad/S. Arabistan

    Source : http://www.islamhouse.com/p/789

    Download :Namaz Hakkında Üç RisaleNamaz Hakkında Üç Risale

Dili

Choose Suresi

Rastgele Kitaplar

Choose tafseer

Participate

Bookmark and Share