Kur'an-ı Kerim » Türkçe » Necm Suresi
Türkçe
Necm Suresi - Ayet sayısı 62
ذُو مِرَّةٍ فَاسْتَوَىٰ ( 6 )

(Ki o) akil ve görüsünde kuvvetli (bir melek)dir. Hemen (gerçek meleklik sekliyle) dogruldu.
فَكَانَ قَابَ قَوْسَيْنِ أَوْ أَدْنَىٰ ( 9 )

Onunla arasindaki mesafe, iki yay kadar, yahut daha az kaldi.
أَفَتُمَارُونَهُ عَلَىٰ مَا يَرَىٰ ( 12 )

Onun gördükleri hakkinda simdi kendisi ile tartisacak misiniz.
لَقَدْ رَأَىٰ مِنْ آيَاتِ رَبِّهِ الْكُبْرَىٰ ( 18 )

Andolsun ki o, Rabbinin âyetlerinden en büyügünü gördü.
إِنْ هِيَ إِلَّا أَسْمَاءٌ سَمَّيْتُمُوهَا أَنتُمْ وَآبَاؤُكُم مَّا أَنزَلَ اللَّهُ بِهَا مِن سُلْطَانٍ ۚ إِن يَتَّبِعُونَ إِلَّا الظَّنَّ وَمَا تَهْوَى الْأَنفُسُ ۖ وَلَقَدْ جَاءَهُم مِّن رَّبِّهِمُ الْهُدَىٰ ( 23 )

Onlar hiçbir sey degil, sirf sizin ve babalarinizin taktiginiz (bos) isimlerdir. Allah onlar hakkinda hiçbir delil indirmedi. Onlar yalniz zanna ve nefislerin sevdasina uyuyorlar. Halbuki onlara Rableri tarafindan yol gösterici gelmistir.
أَمْ لِلْإِنسَانِ مَا تَمَنَّىٰ ( 24 )

Yoksa her arzu ettigi sey, insanin kendisinin mi (olacak) dir?
وَكَم مِّن مَّلَكٍ فِي السَّمَاوَاتِ لَا تُغْنِي شَفَاعَتُهُمْ شَيْئًا إِلَّا مِن بَعْدِ أَن يَأْذَنَ اللَّهُ لِمَن يَشَاءُ وَيَرْضَىٰ ( 26 )

Göklerde nice melek var ki Allah'in dileyip razi olduguna izin vermeden önce onlarin sefaatlari hiç bir ise yaramaz.
إِنَّ الَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِالْآخِرَةِ لَيُسَمُّونَ الْمَلَائِكَةَ تَسْمِيَةَ الْأُنثَىٰ ( 27 )

Ahirete iman etmeyenler meleklere disilerin adlarini takip duruyorlar
وَمَا لَهُم بِهِ مِنْ عِلْمٍ ۖ إِن يَتَّبِعُونَ إِلَّا الظَّنَّ ۖ وَإِنَّ الظَّنَّ لَا يُغْنِي مِنَ الْحَقِّ شَيْئًا ( 28 )

Onlarin bu hususta bir bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Zan ise, süphesiz hakikat bakimindan birsey ifade etmez.
فَأَعْرِضْ عَن مَّن تَوَلَّىٰ عَن ذِكْرِنَا وَلَمْ يُرِدْ إِلَّا الْحَيَاةَ الدُّنْيَا ( 29 )

Onun için bizi anmaktan yüz çeviren ve dünya hayatindan baska bir sey istemeyenlerden yüz çevir.
ذَٰلِكَ مَبْلَغُهُم مِّنَ الْعِلْمِ ۚ إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعْلَمُ بِمَن ضَلَّ عَن سَبِيلِهِ وَهُوَ أَعْلَمُ بِمَنِ اهْتَدَىٰ ( 30 )

Iste onlarin ilimden erisebilecekleri (son sinir) budur. Süphesiz, Rabbin, yolundan sapani da iyi bilir; O, hidayette olani da iyi bilir.
وَلِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ لِيَجْزِيَ الَّذِينَ أَسَاءُوا بِمَا عَمِلُوا وَيَجْزِيَ الَّذِينَ أَحْسَنُوا بِالْحُسْنَى ( 31 )

Göklerde ve yerde bulunanlar hep Allah'indir. Akibet (sonuçta) kötülük yapanlari yaptiklari ile cezalandiracak, güzel davrananlari da daha güzeliyle mükafatlandiracaktir.
الَّذِينَ يَجْتَنِبُونَ كَبَائِرَ الْإِثْمِ وَالْفَوَاحِشَ إِلَّا اللَّمَمَ ۚ إِنَّ رَبَّكَ وَاسِعُ الْمَغْفِرَةِ ۚ هُوَ أَعْلَمُ بِكُمْ إِذْ أَنشَأَكُم مِّنَ الْأَرْضِ وَإِذْ أَنتُمْ أَجِنَّةٌ فِي بُطُونِ أُمَّهَاتِكُمْ ۖ فَلَا تُزَكُّوا أَنفُسَكُمْ ۖ هُوَ أَعْلَمُ بِمَنِ اتَّقَىٰ ( 32 )

Onlar ki günahin büyüklerinden ve çirkin islerden kaçinirlar, yalniz bazi küçük kusurlar hariç. Süphesiz Rabbinin affi genistir. O, sizi daha topraktan yarattigi zaman ve siz annelerinizin karinlarinda bulundugunuz sirada, sizi en iyi bilendir. Bunun için kendinizi temize çikarmayin. Çünkü O, kötülükten sakinani daha iyi bilir.
أَمْ لَمْ يُنَبَّأْ بِمَا فِي صُحُفِ مُوسَىٰ ( 36 )

Yoksa haber verilmedi mi Musa'nin sahifelerinde yazili olanlar?
أَلَّا تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ أُخْرَىٰ ( 38 )

Ki hiçbir günahkâr baskasinin günah yükünü yüklenmez.
وَأَن لَّيْسَ لِلْإِنسَانِ إِلَّا مَا سَعَىٰ ( 39 )

Dogrusu insana çalismasindan baska bir sey yoktur.
وَأَنَّهُ خَلَقَ الزَّوْجَيْنِ الذَّكَرَ وَالْأُنثَىٰ ( 45 )

Süphesiz erkegi, disiyi iki es yaratan O'dur,
Rastgele Kitaplar
- Cinler ve Kötülüklerinden Korunma YollarıBu kitapta, cinlerin tanımı, onların vasıfları, insanlara eziyet vermeleri ve bu eziyetin keyfiyeti ile cinlerin eziyetlerinden korunmanın yollarını bulacaksınız.
Gözden geçiren : Muhammed Şahin
Çeviren : M.Beşir Eryarsoy
Yayınlayan : Guraba Yayınevi
Source : http://www.islamhouse.com/p/193089
- İslâm'da MezhepBu risâle, ictihad ve taklid konusunda yazılan en değerli kitaplardan birisidir.Kitabın yazılmasının sebebi; yazarın -Allah ona rahmet etsin-, kitabın önsözünde dediği gibi şöyledir: "Bana, Uzakdoğu ülkelerinden Japonya'nın Tokyo ve Osaka şehirlerinde oturan müslümanlar tarafından bir mektup gönderildi. Mektubun özeti şöyleydi: "İslâm nedir? Mezhep ne demektir? İslâm dîniyle şereflenen birisinin dört mezhepten birisine veya başka bir mezhebe girmesi, yani Mâlikî, Hanefî, Şâfiî veya Hanbelî olması gerekir mi, gerekmez mi? Çünkü burada büyük bir ihtilaf ve vahim bir münakaşa başladı.Japon fikir adamlarından birkaç aydın, İslâm dînine girmek ve îmânla müşerref olmak istediklerini Tokyo'daki müslüman cemiyetine bildirdiler.Hindistanlı müslüman bir grup: "Kendilerinin, ümmetin kandili olan Ebu Hanife'nin mezhebini seçmeleri", Endonezyalı bir grup ise; "Şâfiî mezhebini seçmeleri gerektiğini" söylediler. Japonlar, onların bu sözlerini işittiklerinde bu tutumlarına şaşırıp hayret ettiler.Mezhep meselesi onların müslüman olmalarının yolunu tıkadı." İşte bu risâle, bu konuya bir cevap niteliğindedir.
Gözden geçiren : Muhammed Şahin
Yayınlayan : http://www.islah.de web sitesi
Source : http://www.islamhouse.com/p/293056
- Îmân EsaslarıYazar, bu kitapta îmân esaslarını, Kur'an ve sünnetten delillerle açıklamaktadır.
Yazan : Abdullah b. Abdulhamid el-Eseri
Gözden geçiren : Muhammed Şahin
Yayınlayan : Guraba Yayınevi
Source : http://www.islamhouse.com/p/339262
- Müjdelenmiş Gariplerin AzığıBu kitapta, günümüzde mü'minlerin unuttukları veya unutturuldukları bazı meseleleri kırk hadis şerhi niteliğinde izah edilmiştir.
Yazan : Seyfullah Erdoğmuş
Gözden geçiren : Muhammed Şahin
Yayınlayan : Kitap ve Sünneti İhya Yayınları
Source : http://www.islamhouse.com/p/79209
- Soru ve Cevaplarla Dinimi Öğreniyorum
Yazan : Muhammed b. Süleyman et-Temimi
Yayınlayan : Batı Diyre Semti İslami Davet Bürosu
Source : http://www.islamhouse.com/p/801