Kur'an-ı Kerim » Türkçe » Fecr Suresi
Choose the reader
Türkçe
Fecr Suresi - Ayet sayısı 30
هَلْ فِي ذَٰلِكَ قَسَمٌ لِّذِي حِجْرٍ ( 5 )

Nasil, bunlarda bir akil sahibi için yemin var degil mi?
فَصَبَّ عَلَيْهِمْ رَبُّكَ سَوْطَ عَذَابٍ ( 13 )

Bu yüzden Rabbin onlarin üstüne azap kamçisi yagdirdi.
فَأَمَّا الْإِنسَانُ إِذَا مَا ابْتَلَاهُ رَبُّهُ فَأَكْرَمَهُ وَنَعَّمَهُ فَيَقُولُ رَبِّي أَكْرَمَنِ ( 15 )

Ama insan, her ne zaman Rabbi onu sinayip da ikramda bulunur, nimet verirse, "Rabbim bana ikram etti." der.
وَأَمَّا إِذَا مَا ابْتَلَاهُ فَقَدَرَ عَلَيْهِ رِزْقَهُ فَيَقُولُ رَبِّي أَهَانَنِ ( 16 )

Ama her ne zaman da sinayip rizkini daraltirsa, o vakit de, "Rabbim beni zillete düsürdü." der.
وَلَا تَحَاضُّونَ عَلَىٰ طَعَامِ الْمِسْكِينِ ( 18 )

Birbirinizi yoksulu yedirmeye tesvik etmiyorsunuz.
وَتَأْكُلُونَ التُّرَاثَ أَكْلًا لَّمًّا ( 19 )

Oysa mirasi öyle bir yiyorsunuz ki, haram-helal gözetmeden.
كَلَّا إِذَا دُكَّتِ الْأَرْضُ دَكًّا دَكًّا ( 21 )

Hayir hayir, yer birbiri ardinca sarsilip dümdüz oldugu zaman,
وَجَاءَ رَبُّكَ وَالْمَلَكُ صَفًّا صَفًّا ( 22 )

Rabbinin emri gelip melekler sira sira dizildigi zaman,
وَجِيءَ يَوْمَئِذٍ بِجَهَنَّمَ ۚ يَوْمَئِذٍ يَتَذَكَّرُ الْإِنسَانُ وَأَنَّىٰ لَهُ الذِّكْرَىٰ ( 23 )

Ki cehennem de o gün getirilmistir. Iste o gün insan anlar. Fakat bu anlamanin ona ne yarari var?
يَقُولُ يَا لَيْتَنِي قَدَّمْتُ لِحَيَاتِي ( 24 )

"Keske hayatim için bir seyler yapip gönderseydim." der.
فَيَوْمَئِذٍ لَّا يُعَذِّبُ عَذَابَهُ أَحَدٌ ( 25 )

Artik o gün Allah'in edecegi azabi kimse edemez.
Rastgele Kitaplar
- İslâm'da MezhepBu risâle, ictihad ve taklid konusunda yazılan en değerli kitaplardan birisidir.Kitabın yazılmasının sebebi; yazarın -Allah ona rahmet etsin-, kitabın önsözünde dediği gibi şöyledir: "Bana, Uzakdoğu ülkelerinden Japonya'nın Tokyo ve Osaka şehirlerinde oturan müslümanlar tarafından bir mektup gönderildi. Mektubun özeti şöyleydi: "İslâm nedir? Mezhep ne demektir? İslâm dîniyle şereflenen birisinin dört mezhepten birisine veya başka bir mezhebe girmesi, yani Mâlikî, Hanefî, Şâfiî veya Hanbelî olması gerekir mi, gerekmez mi? Çünkü burada büyük bir ihtilaf ve vahim bir münakaşa başladı.Japon fikir adamlarından birkaç aydın, İslâm dînine girmek ve îmânla müşerref olmak istediklerini Tokyo'daki müslüman cemiyetine bildirdiler.Hindistanlı müslüman bir grup: "Kendilerinin, ümmetin kandili olan Ebu Hanife'nin mezhebini seçmeleri", Endonezyalı bir grup ise; "Şâfiî mezhebini seçmeleri gerektiğini" söylediler. Japonlar, onların bu sözlerini işittiklerinde bu tutumlarına şaşırıp hayret ettiler.Mezhep meselesi onların müslüman olmalarının yolunu tıkadı." İşte bu risâle, bu konuya bir cevap niteliğindedir.
Gözden geçiren : Muhammed Şahin
Yayınlayan : http://www.islah.de web sitesi
Source : http://www.islamhouse.com/p/293056
- Ehli Sünnet vel-Cemaat Akidesi
Yazan : Muhammed b. Salih el-Useymin
Çeviren : Muhammed Şahin
Yayınlayan : İslami İşler, Vakıflar, Davet ve İrşad Bakanlığı
Source : http://www.islamhouse.com/p/825
- NakşibendilikBu kitap,daha önce hiç kimsenin işitmediği veya okumadığı ve yazarın da daha önceki yazmış olduğu eserlerinden ayrı olarak kaleme aldığı Nakşibendilik tarikatı hakkında tehlikeli birçok gerçekleri içermektedir.
Gözden geçiren : Muhammed Şahin
Çeviren : Muhammed Ebu Said el-Yarbuzi
Yayınlayan : Kitap ve Sünneti İhya Yayınları
Source : http://www.islamhouse.com/p/193084
- Ramazan Ayı ve Orucu
Yazan : Abdullah b. Abdulhamid el-Eseri
Gözden geçiren : Muhammed Şahin
Yayınlayan : Rabva İslâmî Dâvet Bürosu - Riyad/S. Arabistan
Source : http://www.islamhouse.com/p/833
- Kıyamet Alametleri-
Yazan : Ahmed en-Nabulsi
Source : http://www.islamhouse.com/p/984